İhtiyaçlar icatların anasıdır derler... Bir yerde ihtiyaç doğmaya görsün; bu ihtiyacı gidermeye dair çözüm de yanı başında yeşeriyor demektir. Son 10 yılda inovasyonun dilimize dolanmasının sebebi, katma değerli üretime duyduğumuz ihtiyacın daha yoğun hissedilmesidir.
Durun bir dakika... Biz inovasyona övgüler dizerken bir hususu atladık galiba: "Yönünü..." Daha açık ifadeyle, yenilikçiliğin amacını, yenileşimin alanlarını söylemeyi unuttuk. Bu hatamızı derhal giderelim ve söyleyelim: İyiden doğrudan ve güzelden yana inovasyon...
Doğru ya... Şeytanın daha az inovatif olduğuna dair elimizde kanıt yok. Onu melekten ayıran, akıl ve zekâdan ziyade "vicdan" olduğunu düşünürsek, her inovasyonu körü körüne methetme hatamızdan da sakınmış olacağız. Hele ki şeytanın da kariyerine melek olarak başladığını hatırlarsak...
Tam da bu noktada, "bizde inovasyon hâlâ yetersiz" derken hata yapmamak adına yazayım: İyicil inovasyonların, şeytani olanları aşması gerekiyor... Örnek mi? Tonlarca...
Melek yatırımcı diye yola çıkıp "evil investment" haline dönüşenler...
Devletine daha az vergi ödemek hatta mümkünse hiç ödememek için muhasebe bilimini dibine kadar kullananlar...
Adına türev, kaldıraç deyip karıştırdığı kafalara, hayatta karşılığı olmayan kazanç vaat edenler...
Stokuna hiç uğramamış, tedarikine beş kuruş ödemediği malı, peynir ekmek gibi satıp ortadan kaybolan inovatif e-ticaret siteleri...
Önünüze uzattığı sözleşmeyi "hadi hemen imzala" baskısıyla, rıza göstermeyeceğiniz harcamaları size kakalayanlar...
Krediye ihtiyacınızı dosya masrafı, hayat, DASK vs sigortalarıyla şişiren bankalar...
Sözleşme içi ama vicdan dışı akıl karıştıran, kampanyaların satır aralarına gömülü şeytani inovasyonla sizden haksız kazanç elde edenler...
Yer bitti binlerce örneğim dışarıda kaldı; şeytani inovasyondan sakınmak adına siz tamamlayın artık.