Cumhurbaşkanı'nın önünde imza bekleyen çok önemli bir Kanun var: Tüketicinin Korunması... Amaç, tüketici haklarını AB düzeyine çıkarmak. İçeriğini defalarca yazıp çizdik. Bankaların 61 haksız ücretinden iletişim kampanyalarındaki ölçüsüz uygulamalara dek yığınca düzenleme barındırıyor.
Buraya kadar sorun yok. Yakında imzadan çıkacak. Yasalaşacak. Ancak piyasaya uyum süresi tanımak maksadıyla getirilecek "yürürlüğe giriş tarihi" akla bazı sorunlar getiriyor. Tıpkı Yeni Türk Ticaret Kanunu'ndaki gibi.
Hatırlayın... İş kültürümüzü küresel değerlere tırmandırma iddiasındaki ticaret kanunu kabul edilince, bunun piyasalara getireceği katkıları yazıp, durmuştuk. Fakat 1 Temmuz 2012'den tam 1 gün önce, içindeki hayati unsurlar çıkarılmış ve yeni kanunun etkisi, sınırlı kalmıştı.
Piyasa aktörlerinin davranışlarını üst iklime tırmandıracak olan maddeler, ortaklar hesabından para çekememe, web sitesi zorunluluğu, şeffaflık, hesap verebilirlik ilkeleri, son dakika çıkarılmıştı. Böylece etik davranmayı, şeffaflığı ve farklı bir iş kültürünü yeşertecek unsurlar, budanmıştı.
Yeni tüketici yasası, devrimci adımlar içeriyor. Bu düzenlemelerden rahatsız olacak, kolay kazanç peşindeki firma ve gruplar, yasanın yürürlüğe gireceği tarihe dek yoğun lobicilikle "kendilerini frenleyen" maddeleri, son dakika çıkaracak süreci başlatabilirler.
Şüphesiz bu yasanın takipçisi olacağız. Tüketicinin haklarını genişletmek yerine, bu hakları budayan ve eski kolay para kazanma alışkanlığını sürdürmek isteyenleri teşhir edecek, yasanın gerektiği gibi hayata geçişindeki medya sorumluluğunu sürdüreceğiz.
Tüketiciyi yasa değil, insan korur. Yasa, gerek şart ise onun hakkıyla uygulanıyor olması, yeter şarttır. Tüketiciyi tüketmeden var olmak, para kazanmak, firmasını geliştirmek pekâlâ mümkün. Çürük ve çarıklarımızı ayıklayarak daha iyi bir ekonomi inşa edeceğiz zira...