İnsanın fikrini "kolayca" değiştirebilirsiniz. Bunun için iyi bir gerekçeye ve güçlü bir lidere ihtiyaç duyarsınız. Ancak hayatımızı alışkanlıklarımız yönetiyor. Eğer değişen fikir, alışkanlığa dönüşmüyorsa bir süre sonra alışkanlığımız yeni(!) fikrimiz oluveriyor.
Gezegenin kaynaklarını iyi kullanmak yeni fikirdir. Cari açığın baş sebebi enerjiyi "tasarruf etmek" de öyle... Hatta bu yeni fikirlere uygun düzenlemeler de getirebilirsiniz. Sonuçta "insanı eğitemiyorsan, malzemeyi eğit" prensibi işe yarayabiliyor. Bir şartla... O da insanları bu yeni fikrin gerektirdiği "alışkanlıklara" taşımaktır.
Enerji Hanım Projesi, bana göre son yıllarda geliştirdiğimiz en işe yarayanlarından olmuştur. Biliyoruz ki petrolü olmayan Türkiye, enerjide dışa bağımlılığını azaltabilmek için yeni ve alternatif kaynaklar geliştirmek zorunda. Ancak en az bu kadar hayati olan, mevcudu iyi kullanmaktır. Buna "enerji verimliliği" diyoruz.
Enerji verimliliği yeni bir kaynak olarak tanımlanabilir. Öyle bir kaynak ki cari açığa çare, zenginliğe katkı ve kalkınmaya ivme olabilecek kaynak... Gereken, farkındalık oluşturmak ve insanları bu zihin yapısına ulaştırmaktır.
Enerji Hanım'ın ilk toplantısı Kayseri'deydi. Salondan aldığım enerji, ev kadınlarının bu yeni fikri "yeni alışkanlık" haline getirme konusundaki heves ve coşkusu olmuştu.
Fakat bunu toplumun bütün kesimlerine benimsetme konusundaki gayretin sürmesi gerekiyor. Enerji Verimliliği Derneği zaten bu iş için var fakat Necip Fazıl'ın şiirindeki gibi "kubbeler desteksiz / habbeler süreksiz" olunca sonuç almak gecikiyor.