Cesur yeni dünya dedikleri bu olmalı... Cesur ve yeni çünkü daha önce at nalı değmemiş alanlarda yol alıyorlar. İnternetin temsil ettiği dünyanın sunduğu yeni fırsatları, cesurca değerlendiriyor, firmaların pazarlamaya dair ezberlerini bozuyorlar.
Ürünü ve hizmeti sanal dünyaya taşıdığınızda, en dramatik gelişme; "mekânsızlaşma" boyutunda yaşanıyor. Çevreyi "bir yerde" toplayıp, merkezi "her yere" yaydığınızda, her nerede olursanız olun, size dokunacak, sunduğunuz fırsat ile kucaklaşacak birileri var oluveriyor.
Türkiye'de her 2 kişiden 1'inin var olduğu sanal dünyada temel dinamikleri şöyle tanımlıyoruz; "her zaman, her yerde, her şeye, her şeyle, herkese ulaşmak..." Hal böyle olunca mekâna bağlı satış, kampanya veya ticaret, başka bir boyuta sıçrıyor.
Peki, bu boyutun dinamikleri? Yavaş yavaş öğreniyoruz ama bunu geçmişte yaşamıştık zaten. Dünyanın henüz "düz" ve insanların doğumdan ölüme dek, savaş ve hastalık dışında en fazla 20 km uzaklaşabildiği site devletler çağını hayal edin. Agorada herkese, her şeye, her zaman ulaşabiliyorduk.
Böylesi bir sistemin üretim, paylaşım, yönetim ve yaşam biçimleri, bugünümüze pekâlâ ışık tutabilir. Zira dünün agorası bugün internettir, AVM'dir, online ticarettir, sanal dünyadır ve onu cebimizde taşıyoruz.
Sabah Yeni Ekonomi Kulübü olarak, bu cesur yeni dünyanın aktörleriyle konuşurken kendimi, 2 bin yıl öncesinin Efes kentinde, limana yakın bir tavernada hayal edebiliyorum. Gençler, agoranın sunduğu bütün fırsatları, yüksek akılcılıkla değerlendiriyor, bundan bir hayat biçimi çıkarabiliyor.
Tek farkla ki; Efes agorası artık cepteki ekrandır ve bütün dünyayı kapsamaktadır. Araştırmalarımızdan çıkan sonuçları gençlerle doğrularken ortaya çıkan şu: dünya sanal, işlem sanal olabilir fakat bizler ve sonuçları gerçek...