Kimsenin "enflasyon hedefini boş ver" dediği yok. Sorun, büyümeyi üstüne alınmayanlarda... IMF bile, durgunluğun pençesinde kıvranan Avrupa'ya "faiz indir" talimatı verirken kendi ezberini bozabiliyor ancak ülkeyi frene mahkûm etmek isteyenlerin türküsü "aman enflasyon zıplamasın" nakaratına takılıp kaldı.
Macaristan dahi faiz indirirken, kat be kat sağlam ekonomiye sahip Türkiye'de "artış beklentisi" pompalayanların Merkez'e 75 baz puan faiz artışı yaptırması, ortada birtakım organize işlerin döndüğünü gösteriyor. Gerekçelendirelim...
Son örnekten başlarsak, Goldman Sachs "enflasyon Türkiye için endişe kaynağı" diyor. Aynı kurum, ABD'de enflasyonun %2'nin altına düşmesinden "endişe" ederken... Merkez bankalarının birincil hedefi fiyat istikrarını sağlamaktır" kuralı, büyüme telaşındaki ABD için çalışamayabiliyor.
Fitch, durup dururken, "son gelişmeler Türkiye'nin notunu riske atmaz" diyor ve not artırması gerekirken, yatırım yapılabilir kredimizi "sorgulayıcı" ifadeler kullanıyor.
Merril Lynch, Merkez'in not artırımı üzerinden henüz dakikalar geçmişken 14 sayfalık rapor yayınlayıp "yetersiz artış" ile tarihi fırsatı kaçırdığımızdan dem vuruyor. Oysa yine aynı kurum, 1 hafta önce tam tersini savunuyordu.
Yetmedi, Türkiye'yi faiz artırmaya zorlayan finansal statüko, Merkez'in kararından önce "beklenti, 200, 250 baz puanlık artış" dayatmasındaydı. 75 baz artışın mürekkebi kurumadan yine aynı kadrolar "yetmez, en az 150, 200 bazlık artış şart" bandını çalmaya başladı bile...
Küresel haydutlar, yerel işbirlikçileri olmadan fazla etkin olamaz. Nitekim yerel ittifak, faiz artırımı ile büyümenin frenine dokunmaya başladı. Bu yılki büyüme hedefini "aşağı doğru revize" ettirmek için siparişler verildi, yakında dış basından yayınlarını birlikte okuruz.
G-20 Zirvesi'nden çıkan "büyümeye odaklanacağız" tebliğinde imzası olanlardan biri, Babacan... Oysa daha dün "enflasyona dikkat" mesajıyla IMF'nin çoktan terk ettiği "eskimiş reçetenin" ezberini tekrarlıyordu.
Ancak IMF'nin Avrupa Merkez Bankası'na "faizleri indir" talimatı, bizim Merkez'e yönelik "ikinci ölçülü(!) adım" sayesinde yeni faiz artışı baskısını boşa çıkaracak güçte mesaj taşıyor. Organize işlerin amacı, enflasyon "bahanesi" ve faiz "silahı" ile büyümeye "fren" yaptırıp, seçim sürecindeki Türkiye'de hükümetin ekonomi kartını zayıflatmak.
Biri enflasyon, cari açık diyor ve sözü faize getiriyorsa, büyüme kurban edilecek ve ortalığı "organize işlerin" kokusu kaplamış demektir.