Türkü yine o türkü, sazdaki tel değişti... Türkü dediğimiz, Yeni Türk Ticaret Kanunu. Modern iş kültürünü hayatımıza taşıyacak bu yasaya umut bağlayanlar, bir avuç "kurnaz patronun" tuzağına düştüler. Meclis Genel Kurulu'na verilen önerge ile doğmadan iğdiş edilen yasayla beklediğimiz şeffaflık, hesap verebilirlik, denetim ve şirket kasasını soyamama yenilikleri, çöpe gidiyor.
Özetle, kurnazlık kültürünü sürdürmek isteyenler, dönüşme sancısı çeken ve bölgesel güç olma yolunda ilerleyen Türkiye'nin geleceğini, kısa vadeli çıkar ve kişisel iktidar alanlarına feda ettiler. Zira bu yeni yasa, çürük çarık, kurnaz ve değer yaratmayan patronları silip atacak, yeni ve modern bir patron neslini yeşertecekti.
Artık şirket kasasını dilediğin gibi kullanıp, ortağına, paydaşına kazık atmaya devam edebilirsin. Tabela şirket kurabilir, bölgesel güç sahibi dahi olsan, işine geldiğince KOBİ kalabilirsin.
Halka açık değilsen, internette web sitesi kurmak zorunluluğun yok artık. Çok meraklıysan Facebook'ta fan sayfası açabilirsin. Ancak müşterin, paydaşın, ortağın veya tedarikçin senin nasıl bir şirket olduğunu bilmeden de idare edebilir. Neticede web sitesi, senin de dediğin gibi "yatak odan" ve oradaki sırların her ne ise, seninle mezara gidebilir.
Yeni iş kültürünün devrimci yasasına dokundurmamaya söz vermiş bakan "kırmızı çizgilerimiz var" diyordu. Görünen, kırmızı çizgi dürüstlük, hesap verebilirlik ve denetim gibi modern kavramlara çekilmiş. Bir avuç kurnaz patron zil takıp oynuyordur. Dillerinde bildiğimiz "eski hamam eski tas" türküsü.
Yalnız bilmediğimiz şu: Türkü yine o türkü fakat bir fark var, çağ değişti.