Artık resmen adayız. Tokyo ve Madrid gibi 2 rakibimiz var. Karar; 7 Eylül 2013'te Arjantin'de verilecek. Aday statüsü sürecinde ipi göğüsleyebilirsek, İstanbul neye dönüşecek ve İstanbul'un neyini dönüştürmemiz gerekiyor?
Öncelikle İstanbul ve olimpiyat sözcükleri tarihe kazınacak. Dünyada 1 milyon yerleşke ve 18 bin turizm varış noktası bulunuyor. Küredeki 100 mega kent içinde İstanbul ilk 10'a girmiş olacak.
Katıldığım, öncesi ve sonrasında incelediğim 1996 Atlanta olimpiyatı ile kent 77 bin yeni iş kurdu, 5.1 milyar $ ekonomik katkı sundu. Altyapısı yenilendi, kentin dokusu değişti ve yaşam standartları başka bir lige çıktı.
İstanbul'un ipi göğüslemesi halinde 2 milyar $ kaynak, kenti olimpiyata hazırlamak için harcanacak.
Üçüncü havalimanı, Kanal İstanbul ve Yeni İstanbul gibi mega projelerin küresel boyutta tanıtımı için altın fırsat doğacak. Nehir-deniz formundaki boğazıyla bütünleşen İstanbul silueti, yapılacak olimpiyat abideleri sayesinde, dünya insanının zihnine kazınacak. 40 bin gazeteci, 2.5 milyon fazladan turist, 8 milyar $ gelir, 200 bin ek istihdam da cabası... Tokyo, tsunami ve krizin etkisiyle şansı azalsa dahi, hâlâ en dişli rakip. Bizim şansımız, hiç olimpiyat düzenlemeyişimiz, coğrafi konumumuz ve yükselen küresel oyuncu olmamız. Fakat bunlar gerek şart. Yeterlik, kenti nasıl bir geleceğe taşıyacağımız ve olimpiyat kültürüne katacaklarımızı iyi belirleyip, bunu doğru üslupta anlatabilmemizden gelecek.
2010 Kültür Başkenti denememizin hatalarından alacağımız dersler bu yüzden hayatidir.