2023 Türkiye hedefleri üzerinden hamaset yapanlara bir iki sözüm var: Sanıyoruz ki sırf bizim bu iyi niyetimiz; ilk 10 ekonomi olmaya, 2 trilyon $ milli gelire ulaşmaya, en az 10 küresel marka oluşturmaya yetecek. Hayır; yetmeyecek. Bunları biz yapacağız ve biz yapmaz isek, bizim yerimize başkası da yapmayacak.
Gökyüzündeki yıldızlara uzanmadan önce ayağının bastığı yere göz atmakta fayda var. Hedefler, ev ödevini de tanımlar. Finale 12 yıl var ve ev ödevlerimizi gözden geçirelim:
Biz ilk 10'a koşarken dünya durmayacak. Eğer şimdiki ürün, katma değer ve enerji düzeyiyle gidersek, 2023'te 15'inci ekonomiyiz. Meraklısı için ilk 14'ü de yazayım; ABD, Çin, Japonya, Hindistan, Almanya, Rusya, İngiltere, Fransa, Brezilya, İtalya, Meksika, Kore, Kanada ve Endonezya. (Goldman Sachs BRICs and beyond 2050)
2 trilyon $'lık gelir, bugünkü dünyada ilk 10'un garantisidir. 2023 dünyasında daha fazlasına ihtiyaç var. Bazı ülkeleri de (Almanya, Fransa, Japonya) geçiyor olmak gerekebilir. Bunu yapabilmek için mevcut sanayi üretimi, ürün deseni, ihracat malı katma değeri yeterli değilse, bir veya birden çok alanda "en iyi" olmamız şart ve bu alanlar henüz ortada yok!..
Gelecek konumlandırmalarında bizi sollayan Güney Kore; tek bir markası ile dünyayı sallamaya devam ediyor. Bizim Kadıköy kadar Finlandiya da öyle... Peki biz bunu buzdolabı firmasıyla mı yapacağız? Akıllı üretelim diye teşvikler yağdırdık, bizimkiler hâlâ "kendi ilkel üretiminin yeterince desteklenmediği" türküsünde.
Şu anda Batı'nın küresel krizi, Güney'in Arap Baharı ve Uzak Doğu'nun durgunluğu ortamında istikrar adası şansımızı iyi kullanıyor ve yatırım çekiyoruz. Gerekli ama yeterli olmayan bir durum. Türkiye'nin ilk 10'a girebilmesi için, başkalarının yatırım üssü olmanın ötesine taşması şart.
Yenileşim kültürünü oturtmadan, farklı olanı kucaklamadan, niteliği nicelikten ayırt etmeden ve daha da önemlisi okullarımızda diploma yerine beceri üretmeden; bu nasıl olacak?