Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

Fotoğraf ekonomisi

İletişimin mucizesi, zihnindekini senin dışındakilere aktardığında başlar. Düşündüğünü söylemeyenin, biliyor olması ile cehaleti arasında teknik olarak bir fark yoktur. Bizim biliyor olmamız, dışımızdaki dünyanın bilmesini sağlamaz. Ta ki onu lisanı münasiple biz aktarmadıkça...
Fotoğraf, bize dair "çok şeyin" bilgisinden başka bir şey değil. Hele ki yaşadığımız ülke, kent, belde ve kültüre ait ise, çoğu kez bir araba dolusu laftan daha fazlasını anlatır. Beynin görsel alanında tutulur ve bu "eşsiz bilgi" zihnimize adeta kazınır.
Söz konusu turizm olduğunda fotoğrafın önemi, daha da artar, zira sayfalar dolusu yazı ve tasvire bedel gücüyle, ziyaret edeceğimiz kenti, zihnimizde yeniden inşa eder, hayalimizi şekillendirir, seyahat kararımızı hızlandırır.
Japonların 30 yıl öncesini hatırlıyorum. Yurtdışına giden her çekik gözün elinde bir fotoğraf makinesi vardı; bunların üzerinden dünyayı, ülkesine taşımıştı. Bugün Çinliler aynı şeyi yapıyor. Batı ise kentlerinin imajını, kültürlerinin zenginliğini, insanlarının görüntüsünü, teknoloji yardımıyla bütün küreye tanıtıyor.
Bugün Türkiye'de kişi başına ortalama 1 fotoğraf makinesi düşüyor. Zira cep telefonları fotoğraf cihazı gibi. Çekmekle kalmıyor, iletiyor da. Hemen herkesin satın alabileceği düzeye gerileyen maliyetler sayesinde, deklanşöre dokunup bunu birine göndermek ya da Internet'te yaymak, saniyelere indirgenmiş durumda.
Gelelim bu işin ekonomisine... Bugün New York'u merak ediyor olsanız, teknoloji yardımıyla 18.8 milyar fotoğrafa ulaşabilirsiniz. Saniyenin de altında bir sürede... Peki Los Angeles? 3.8 milyar fotoğraf, size tek tık mesafesindedir. Londra için 492 milyon, Paris için 554 milyon görüntü arasından o kenti gitmeden dahi zihninizde kurmanız mümkün.
Peki ya bizde durum nedir? En fazla fotoğraf üretilmiş kentimiz İstanbul için bu sayı ancak 82.2 milyondur. Üstelik bunun da 2.1 milyonunu, tek bir vizyonerimizin gayretine borçluyuz. Sultanahmet Turizm Kümesi projesiyle burayı cazibe merkezi haline getiren Nurdoğan Şengüler, "İstanbul Photo Contest" yarışması sayesinde onlarca ülkeden yüzlerce fotoğrafçıyı, İstanbul için fotoğraf üretmeye davet etti. Yabancı Seyyahlar Gözüyle İstanbul sergileri düzenledi ve ülkemizin dünya insanları gözündeki "imajını", pozitife döndürmede, büyük başarılar sağladı.
Bugün Avrupa ülkelerinden çoğunun nüfusu kadar turist çeken Antalya'nın görsel hafıza üzerinden dünyaya pazarlamasına bakıyorum; 12.7 milyon fotoğraf var. Çoğu da bize ait değil. Sağ olsun ziyaretçilerimiz bizim yapamadığımızı yapmış.
Henüz bilimsel bir çalışma yok ama gözlemim, "fotoğraf sayısı ile o ülkenin ya da kentin zenginlik düzeyi arasında" pozitif ve yüksek bir ilişkilendirme olduğu yönünde... 200'e yakın üniversitemizden bir hoca çıkıp bu alanda bir tez çalışması yapsa, ona ulus olarak teşekkür etsek?
İnsanların hikâyelerini topluma anlatmada fotoğrafın çok özel bir yeri var ve biz bu mecrayı yeterince kullanamıyoruz. Rakamlar ortada... İstanbul için dahi "milyar fotoya" ulaşamadık. Nurdoğan Şengüler'in fotoğrafın ekonomisini fark eden vizyonuyla, yalnızca İstanbul'un değil, bütün Türkiye'nin küreye tanıtımında alınması gereken fersahlarca yolumuz var.
Bu yazıyı okuyan herkesin şu anda elinin altında fotoğraf çekmeye hazır bir teknoloji cihazı var. Profesyonelinden akıllı telefonuna dek hemen her parmağın, bir objeye odaklanmış cihazıyla fotoğraf üretmesi, mümkün.
Ancak bunu facebook'a koymak, bir çözüm değil. Bunu, kendiniz, kentiniz ve ülkeniz için, sosyal medya dışında da yayınlamanız gerekiyor.
İstanbul'da yaşayıp kendi kentinizi hiç mi merak etmezsiniz? Manhattan veya Hollywood ya da Paris'i Internet'teki fotoğraflar üzerinden gezebiliyorken, Türkiye'yi de ancak Nurdoğan Şengüler'in yarışmaları sayesinde yabancı seyyahların çektiği fotolar üzerinden izleyebilmek, yeterli midir?
Bana göre değildir ve fotoğraf, turizmden tanıtıma, imajdan marka şehir oluşumuna dek "ekonomisi" olan bir şeydir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA