Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

İlaçta e-muhtıra!

Küresel krizin protestocuları ile Wall Street'te yürürken, finans baronlarına sordukları temel soruya, kafamda cevap arıyordum "%99'un sırtından geçinen %1'in aç gözlülüğü nerede duracak?" Aslında cevap, taşıdığımız pankartlarda şekilleniyordu: "Bize büyüyen değil, çalışan ekonomi lâzım."
Bugün dünya aç gözlülüğün tarifinde "anlaşamadığı" için, küresel krizi yönetim sürecinde, zaten bu krizi yaratan dinamikleri kullanıyor ve "daha, daha fazla trilyonlar" ile ülkeleri kurtarmayı deniyor beyhude bir şekilde. Bugün Türkiye, krizden "pozitif ayrışsa da" etkilerini hisseden bir ülke. Dövizden ihracata dek pek çok alanda vites düşürme zorunluluğu ve ajandası sunuyor bize. Tam da bu aşamada bütçe disiplinine sadakatiyle krizdekilerin takdirindeki yönetim, ilaç konusunda "kârlara yönelik" yeni kısıntılar devreye koydu. Doğal olarak buna en büyük tepki, Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği'nden geldi. Web sitelerinde yayınladıkları e-muhtıra ile "sıkıntılarını" kamuoyuna ilettiler. Dernek Genel Sekreteri Alp Sevindik, kur farkının yükünün ilaç endüstrisine "yıkılmasına" itiraz ediyor ve "kaliteli sağlık hizmeti için güçlü bir ilaç sektörü şart" diyor.
Burada sorun, ilaç sektörünün "güçlü" sıfatı kriterlerinde yatıyor. İlaç, herhangi bir ürün olmadığından zaten reklamı da yasaktır, fahiş kârlara kapalıdır ve ticareti kontrol altındadır.
Güç şayet "tedarik güvencesi, fiyat uygunluğu, seçenek bolluğu ve sağlık garantisi" üzerinden tanımlanacaksa, Türkiye'nin güçlü ilaç sektörü bir zarurettir.
Ancak güç, "sürekli büyüme, daha fazla satış, daha çok kâr" üzerinden tanımlanıyorsa, küresel protestocuların da dediği gibi, bize büyüyen değil, çalışan bir ilaç sektörü şart!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA