Finansal koşullardaki sıkılaşma üretimi yavaşlatsa da işsizlik oranındaki düşüş uzunca bir süre devam etmişti. Bu, teorik olarak beklenen bir eğilim değil. Pratikte de nadir karşılaşılan bir durum.
İşgücü piyasasındaki bu eğilimin bazı olası nedenlerini daha önceki yazılarımda açıklamaya çalıştım. Nedeni ne olursa bu eğilim uzun süre devam edemeyecekti. Bir noktada sona ermesi kaçınılmazdı.
Haziran ayına ait işgücü istatistikleri, iktisadi faaliyette yaşanan soğumanın işgücü piyasasına sirayet ettiğini gösteriyor.
8.5'TEN 9.2'YE YÜKSELDİ
Haziran ayında işsizlik oranı yüzde 8.5'ten yüzde 9.2'ye yükseldi. Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı ise 3.8 puanlık artışla yüzde 29.2 oldu. Böylece atıl işgücü oranı Mayıs 2020'den sonra en yüksek seviyesini gördü.
Ekonomideki soğumayla birlikte önümüzdeki aylarda işsizlik rakamlarının yükselmeye devam etmesi bekleniyor.
İşgücü piyasasındaki daralmanın geç başlaması, istihdamda oluşabilecek hasarın boyutlarını sınırlamak için bir avantaj teşkil edebilir. Enflasyonla mücadelede katedeceğimiz mesafeye bağlı olarak finansal koşullar ne kadar hızlı normale dönerse, istihdamdaki kayıplar da o kadar sınırlı kalır.
Enflasyonu, işsizlik açısından en düşük maliyetle dizginleyebilmek temel hedeflerimizden biri olmalı. Mevcut politikaların dozunu ayarlarken de yeni politikaları tasarlarken de bu hedef doğrultusunda hareket etmeliyiz.
CARİ AÇIKTAKİ DÜŞÜŞ SÜRECEK
Mevcut ekonomik koşullar, işgücü piyasasını zorlarken cari dengede ise iyileşmeye neden oluyor. Haziran ayında cari işlemler hesabı 407 milyon dolar fazla verdi. Yıllıklandırılmış rakamlara baktığımızda Haziran 2023-Haziran 2024 döneminde cari açığın 53.6 milyar dolardan 24.8 milyar dolara indiğini görüyoruz. Son aylarda şiddeti azalsa da sert bir kırılma bu. Altın ithalatındaki düşüş, cari açığı aşağıya çeken nedenlerden bir tanesi. Sıkı para politikası TL cinsinden yatırım enstrümanlarına olan ilgiyi arttırınca altın talebi geriledi. Geçen yılın ilk altı ayında 15.3 milyar dolar olan net altın ithalatı, bu yılın aynı döneminde 6.6 milyar dolara düştü. Küresel enerji fiyatlarının lehimize hareket etmesi cari açığı aşağıya çeken bir diğer neden. İhracatın geçen seneye kıyasla sınırlı da olsa artması ve ekonominin soğuması da cari dengeyi iyileştiriyor.
Cari açıktaki gerilemenin önümüzdeki aylarda devam etmesi muhtemel. Mevcut trendin devamı durumunda, cari açığın GSYH'ye oranı bu yıl için yüzde 2 civarında gerçekleşebilir. Cari açığın daha sürdürülebilir biçimde aşağıya gelmesi için ihracat gelirlerimizi artırmaya ihtiyacımız var. Son aylarda TL'nin reel bazda değer kazanması ihracatçı şirketleri zorlasa da rekabet gücümüzü daha yapısal kanallar üzerinden artırmanın yollarını aramalıyız.