Merkez Bankası, 2024 için yıl sonu enflasyon tahminini değiştirmedi. Birim işgücü maliyetleri ve gıda fiyatlarının enflasyon üzerinde baskı oluşturabileceği hesap edilse de enflasyon ana eğilimindeki düşüş sayesinde yüzde 36'lık yıl sonu enflasyon tahmininin tutturulabileceği öngörülüyor. Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan'ın ilk kez kameralar karşısına geçtiği enflasyon raporu tanıtım toplantısındaki sunum ve raporun detaylarında dikkat çekici hususları özetlemeye çalışayım.
ÜST SINIRLA UYUMLU
Merkez Bankası kurmayları, enflasyondaki mevcut eğilimin kendi tahminleriyle uyumlu ilerlediğini belirttiler. Bu yüzden tahmine yönelik bir revizyona gerek görülmemiş. Para politikasında ciddi bir rejim değişikliği yaşandı. Bu değişimin etkilerinin görülmesi zaman alacaktır. Gecikmeli etkilerin boyutunu yeterince sezinlemeden tahmini değiştirmenin tutarlı olmayacağı düşünülmüş olabilir. Bir önceki enflasyon raporunun açıklandığı Kasım 2023'ten bu yana enflasyon trendinde dramatik bir fark oluşturabilecek küresel bir gelişme de yaşanmadı. Dolayısıyla, Merkez Bankası'nın bu kadar kısa süre içinde enflasyon tahminini değiştirme gereği duymaması anlaşılabilir bir durum. Kaldı ki Merkez Bankası'nın enflasyon tahminindeki üst sınır (yüzde 42), piyasa beklentisiyle halen uyumlu. Tahminde bir revizyona gidilecekse de bunun sağlıklı yapılabilmesi için daha fazla veriye ihtiyaç var. O yüzden yılın ikinci enflasyon raporunun açıklanacağı mayıs ayını beklemek daha doğru bir strateji.
FAİZ DEĞİŞİKLİĞİ ÖNGÖRÜLMÜYOR
Başkan Karahan, faiz artış döngüsünün sonuna gelindiğine bir kez daha vurgu yaptı. Ama, enflasyon görünümünde belirgin bir bozulma yaşandığı durumda bu kararlarını gözden geçirebileceklerinin altını çizdi. Gerektiğinde ilave aksiyon alınabileceği yönelik kartı masada tutmak, kredibilite için önemli. Faiz indirimini konuşmak içinse henüz erken olduğu mesajı verildi.
Merkez Bankası mevduat faizlerindeki düşüşten rahatsızlık duymasına rağmen, bu durumun neden kaynaklandığının farkında. Merkez Bankası yönetimi, sadece politika faizine başvurarak bu sorunu çözemeyebileceğini görüyor. O yüzden enflasyonla mücadelede finansal koşulları yeteri kadar sıkı tutabilmek için faiz haricindeki diğer enstrümanlara yönelmiş durumdalar. Bu kapsamda likidite yönetimi üzerinden ilerleneceği anlaşılıyor.
SIKILAŞMA SONUÇ VERİYOR
Merkez Bankası'nın değerlendirmesine göre, para politikasındaki sıkılaşmanın iç talebi soğutucu etkileri verilere yansımış durumda. Mobilya haricindeki finansal koşullara duyarlı sektörlerde iç talepte hissedilir bir yavaşlama var. Otomobil, beyaz eşya, bilgisayar gibi. Kartla yapılan harcamalar, 2023'ün ilk yarısına kıyasla çeyreklik bazda reel olarak hız kaybediyor. Yine de kart harcamalarındaki büyüme hızı halen pozitif bölgede. Özetle, iç talepte soğuma emareleri ortaya çıkmakla birlikte, bu eğilimin henüz tam olarak genele yayıldığını söyleyemeyiz.
Sıkı para politikasının fiyat artış hızını yavaşlatma etkisi sanayi malları grubunda daha fazla hissediliyor. Hizmet fiyatlarındaki katılık ise devam ediyor. Raporda hizmet fiyatlarındaki bu katılığın kira ve ücret artışlarıyla ilintili olduğuna vurgu yapılmış. Bununla birlikte, hizmetler sektöründeki talebin halen canlı olduğunun da altını çizmek gerekiyor.
MAYISTAN SONRA ENFLASYONDA DÜŞÜŞ BEKLENTİSİ
25 metreküpe kadar olan doğal gaz tüketiminin bir sene boyunca ücretsiz olacağına yönelik geçen sene nisan ayında bir karar alınmıştı. Bu süre Mayıs 2024'te dolacak. Doğalgazdaki tarife artışının da etkisiyle enflasyonun mayıs ayında bu yıl için zirve noktasını göreceği tahmin ediliyor. Haziran ayı ile birlikte yıllık enflasyonda düşüş trendinin başladığını görebiliriz. Merkez Bankası'nın hesaplarına göre, temmuz ve ağustos aylarındaki güçlü baz etkisinin devreye girmesiyle enflasyondaki düşüş trendi daha belirgin hale gelebilir. Enflasyonu düşürücü yöndeki baz etkisi, yıl sonuna doğru etkisini kaybedecek. Merkez Bankası bu dönemde ise sıkı para politikasının gecikmeli etkilerinin devrede olacağını hesaplıyor. Her şey planlandığı gibi giderse, yılın üçüncü çeyreğinde baz etkisi, dördüncü çeyreğinde ise para politikasının gecikmeli etkilerinin enflasyonu düşüreceği öngörülüyor.