Rusya-Ukrayna savaşına ve faiz oranlarında uzun süredir görülmemiş artışlara rağmen, küresel ekonomi 2022'yi fena geçirmemişti. Dünya ürün ticareti yüzde 3 oranında artarken, küresel ekonomi yüzde 3.5 büyümüştü. Geçen yılın sonlarına gelindiğinde 2023'e yönelik yapılan tahminler hem karışık hem de kötümserdi. Bu yıl iktisadi aktivite açısından beklendiği kadar kötü geçmese de küresel ekonomideki zayıflama kendini hissettirdi. Küresel büyümenin 2023'ü yüzde 3 ile kapatacağı öngörülüyor. Dünya ürün ticareti hacmindeki artış beklentisi ise sadece yüzde 0.8.
ABD, Japonya ve Hindistan dışındaki ülkelerin neredeyse tamamı, 2023'te büyüme potansiyellerine yaklaşamadılar. Küresel büyümenin dinamosu Çin bile, koronavirüs salgınının ardından geçirdiği ilk takvim yılında beklenenin altında bir büyüme performansı sergiledi. Yavaşlama en çok Avrupa ekonomisinde kendini hissettirdi. Euro Bölgesi'nde büyüme yüzde 3.3'ten yüzde 0.7'ye, Birleşik Krallık'ta ise yüzde 4.1'den yüzde 0.5'e geriledi.
Yıllardır makine gibi işleyen Alman ekonomisi ise bu yıl resesyon yaşadı. Alman ekonomisindeki daralmanın en büyük nedeni, Almanya-Çin-Rusya arasındaki ekonomik üçgenin dağılmaya başlaması. Almanya, Rusya'dan tedarik ettiği ucuz enerjiyi ve Çin'den gelen ucuz ara mallarını sanayide katma değere dönüştürüp dünyaya ihraç eden bir ekonomi modeline sahipti.
Jeopolitik riskler, ticaret savaşları ve yaptırımlar Alman sanayisinin dişlilerini zorluyor. Öyle ki Alman siyasetçiler, büyüme modellerinin değişmesi gerektiğini net olarak dillendirmeye başladılar.
PARTNERLERİN ZAYIF PERFORMANSI
Yılın ikinci yarısında dünya genelinde iktisadi aktivite koşulları daha da zorlaştı. Özellikle imalat sanayi, alarm veriyor. İmalat sanayi PMI rakamları birçok başat ekonomide canlılık için eşik değer olarak kabul edilen 50'nin altında. Almanya'da endeks 40'a kadar geriledi. İtalya ve Fransa'da imalat sanayi üretimi son beş aydır düşüyor.
Ticaret partnerlerimizdeki zayıf seyir, Türkiye'ye de olumsuz yansıyor. Bu seneki ihracat performansımız, 2022'ye kıyasla durgun. Son açıklanan ekim ayı rakamları bir nebze olsun durumu toparladı. Toplam ihracatın büyüme hızı, yıllık bazda en azından artıya geçti. Ocak-ekim aylarında toplam ihracat, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 0.3 artarak 210 milyar dolara yükseldi.
Dış ticaret açığı ise 91 milyar dolardan 93.9 milyar dolara çıktı. Geçen yıl toplam ihracat 254 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmişti. Bu yılki mevcut trend, ihracatın 2023'ü 260 milyar doların hafif üzerinde kapatacağını gösteriyor.
ZEYTİNYAĞI FİYATLARI UÇUŞA GEÇTİ
Emtia fiyatları 2022'deki gibi yüksek seyretseydi, bu yıl küresel ekonomi için çok daha zorlu geçebilirdi. Yüksek emtia fiyatları bir taraftan enflasyonu körüklerken, diğer taraftan büyümeyi daha da aşağıya çekebilirdi. Enerji başta olmak üzere genel itibarıyla emtia fiyatlarının 2022'deki zirve değerlerinden inişe geçmesi, sert bir küresel stagflasyonu önledi.
Nadir de olsa bu sene bazı emtia kalemlerinde anormal artışlar yaşandığı oldu. Zeytinyağında olduğu gibi. Zeytinyağının ton fiyatı son bir yıl içerisinde 4.300 dolar seviyesinden 9.500 dolara yaklaştı. Fiyatlar son 26 yılın zirvesinde. İklim değişikliği, zeytin fiyatlarındaki bu sıçramanın baş sorumlusu. Aşırı sıcaklar, orman yangınları ve kuraklık üreticilerin hasat verimini düşürdü. Dünyanın en büyük zeytinyağı ihracatçısı olan İspanya'da üretim, bu yıl yaklaşık yarı yarıya azaldı. Diğer Akdeniz ülkelerinde de durum çok parlak değildi. Geçtiğimiz yıl Türkiye'de zeytin hasadı bereketliydi. Haliyle zeytinyağı üretimi de yüksek geçti. 2023-2024 hasat dönemi başladı. Zeytin ağacı, doğal döngüsü itibarıyla bir yıl yüksek rekoltede ürün verirken, sonraki yıl daha az vererek (veya hiç vermeyerek) bir dinlenme dönemine girer. Bu döngü "var yılı-yok yılı" olarak adlandırılır. Geçtiğimiz sezonki yüksek rekoltenin ardından bu sezon beklentiler, zeytin ve zeytinyağı üretiminin düşeceği yönünde. Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi'nin paylaştığı rakamlara göre, bu sezon zeytinyağı üretiminde yüzde 57.4 gerileme öngörülüyor. Üretimdeki düşüşe rağmen, geçen senedeki yüksek üretim sayesinde biriken stoklarla birlikte toplam arzın talebi karşılayacağı hesaplanıyor. Hatta zeytinyağı ihracatında Türkiye'nin bu yılki rekorunun da üzerine çıkabileceği öngörülüyor.