Çatışmaların ve yaptırımların dozunun arttığı bir haftayı geride bırakıyoruz. Batı'nın ilk etapta verdiği cılız tepkiden cesaret alan Rusya, rotayı Kiev'e kırdı. Rusya'nın operasyonu Donetsk ve Luhansk bölgeleri ile sınırlı tutmayacağını gören Batı, yaptırımlarda vites artırdı. Rus bankaları SWIFT sisteminin dışına çıkartıldı. Rusya Merkez Bankası'nın (RMB) rezervlerinin önemli bir kısmına erişimi kısıtlandı. Rezerv dediğimiz birikim, eskisi gibi sadece nakit olarak kasalarda tutulmuyor. Merkez bankası rezervlerinin büyük kısmı uluslararası piyasalarda işlem gören varlıklarda, yani elektronik kasalarda. Dolayısıyla, rezervin sahibi Rusya olsa da finansal varlıkların tamamına erişiminin kontrolü kendinde değil. RMB, yaptırımlar sonrasında 630 milyar dolarlık rezervin yüzde 60'ına erişemez hale geldi. Altın külçeler, Çin'deki yuan cinsi varlıklar ve yaklaşık 30 milyar dolar olduğu tahmin edilen nakit döviz şu anda Rusya'nın elinde kalanlar. Rezervlerden yeterince destek alamayan RMB, Ruble'yi korumak için faizleri artırdı ve sermaye kontrolleri uygulamaya başladı.
PARA TRANSFERİ İÇİN ALTERNATİF ARAYIŞI
Moskova'nın finansal ablukaya alınması sadece ülke ekonomisini değil, Rusya ile iş yapan tüm ülkeleri olumsuz etkileyecektir. Rusya'ya borç veren uluslararası bankalar ve ülkeyle ticaret yapan şirketler para transferi için alternatif arayışındalar. Alternatifler arasında, yerli para birimleri ile yapılan ticaretin payının artırılması, SPFS ve CHIPS gibi SWIFT'e rakip olan yeni finansal mesajlaşma sistemlerinin kullanımı, mal takası yapmak ve ödemeler için Çin gibi üçüncü ülkeleri kullanmak var. Alternatifler belli oranlarda çalışabilir. Ancak bunların hepsi işlem maliyetlerinde artışa neden olacakları için ekonomik ilişkilerin yavaşlamasına engel olamazlar.
EKONOMİK RİSKLER
Savaş tahıl, metal ve enerji fiyatlarını yukarıya taşıyor. Bu kalemlerde fiyatlar son 10-15 yılın zirvesine çıkınca üretim ve hizmet maliyetleri de arttı. Fiyat artışları dünya genelinde hanelerin satın alma gücünü erittiği için tüketim harcamaları da bu süreçten olumsuz etkilenecektir. Küresel ekonomi, stagflasyon riski ile karşı karşıya. Yani bir taraftan enflasyon artarken, bir taraftan da iktisadi faaliyette (büyüme oranlarında) kayda değer bir yavaşlama yaşanabilir.
Bu gelişmeler karşısında merkez bankalarının nasıl pozisyon alacağını herkes merakla bekliyor. Avrupa Merkez Bankası'ndan artık bu yıl için faiz artışı beklenmiyor. Fed ise daha şahin bir tutuma sahip. Bu ayki toplantıdan başlayarak faizleri artıracaklar. Artırmaları da gerekiyor. Ama dozu çok iyi ayarlamalılar. Eğer Fed 2021'de para politikasını fazla gevşek tutarak yaptığı hatayı bu yıl faizleri aşırı artırarak telafi etmeye kalkarsa, stagflasyon küresel ekonominin başına bela olur.
KÜRESEL EKONOMİYE GÜNCELLEME
Güvenlik endişelerinin artması ve stagflasyon riskinin belirginleşmesi, küresel ekonomik sistemde bazı değişimleri tetikleyebilir. Enflasyonun gerilemesi ve küresel ekonominin canlanması için tedarik zincirlerindeki aksaklıkların giderilmesi şart. Bunun için de küreselleşmenin yeni bir güncellemeye ihtiyacı olacak. Uluslararası ticaret kurallarının gözden geçirilmesinden tutun da üretim üstlerinin coğrafi olarak yeniden dağılımına kadar bazı kritik meseleler masaya yatırılabilir. Batılı ülkeler Rusya ve Çin gibi rakiplerini küresel sisteme entegre ederek 'ehlileştirme' girişimlerinden artık tamamen vazgeçebilirler. Batı, Rusya'nın enerjideki üstünlüğünü köreltmek için yenilenebilir enerji kaynaklarının ağırlığını artırmaya yönelik hamlelerini hızlandıracak. Hatta kömür ve nükleer enerjiyi yeniden gündemine alacak gibi görünüyor. ABD, kendisi için şer üçlüsü olarak gördüğü Rusya-Çin-İran bloğunun içinden İran'ı yanına çekmeyi hedefleyerek enerji fiyatlarını normalleştirmeye çalışabilir. ABD ve bazı Avrupalı ülkeler bir taraftan da Çin'in sanayi ve teknolojideki atılımını yavaşlatmaya dönük eylemlerini sertleştirebilirler. Rusya ve Çin gibi iki gücü tamamen izole etmek tabi ki ne teorik olarak rasyonel bir hamle ne de pratikte mümkün olabilir. Ama bir yerde Batı'nın enerji, teknoloji, sanayi ve güvenlik gibi hayati konu başlıklarında son 30 yılda yaptığı hataları gözden geçirmesi gerekiyor. Bu noktada Rusya ve Çin'in hareket alanlarını mümkün olduğunca daraltmaya çalışacaklardır.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz