Enflasyon küresel ekonominin canını acıtıyor. Rakamlar birçok ülkede son 20-30-40 yılın en yüksek seviyelerinde. Dar ve orta gelirli haneler enflasyonu çok daha sert hissediyorlar. Bu grupların satın alma güçleri eriyor. Politika yapıcılar satın alma gücündeki düşüşü telafi etmek için enerji sübvansiyonları ve asgari ücret artışları gibi çeşitli politikaları devreye soktular. Bu politikalar anlamlı ve sevindirici olmakla birlikte, satın alma gücünü kalıcı olarak korumayla ilgili iş dönüp dolaşıp enflasyonu düşürmeye geliyor.
Bu noktada gözler merkez bankalarına çevriliyor. Bu hafta merkez bankaları yoğun mesai yaptı. Omicron varyantı İngiltere'de vaka sayılarında rekor artışlara neden olup ekonomik aktiviteyi tehdit eder hale gelse de enflasyonda bıçak kemiğe dayandığı için İngiltere Merkez Bankası faizi arttırdı. İngiltere salgından sonra G7 arasında faizi arttıran ilk ülke oldu.
FED ŞAHİNLEŞİYOR
Fed son toplantısında şahin mesajlar verdi. Varlık alımlarını azaltma hızını ikiye katladı ve 2023'ün sonuna kadar faizin 6 kez arttırılabileceğinin sinyali verildi. Bilindiği üzere, Fed çift hedef takip ediyor: Enflasyon ve istihdam. İşgücü piyasası tarafında azami istihdam hedefleniyor. Fed son dönemde burada el yükselterek artan istihdamın geniş tabanlı ve kapsayıcı olmasına dikkat edeceğini belirtmişti. Burada özellikle Amerikan toplumundaki beyazlar ile siyahiler ve Hispanikler arasındaki uçurumun kapanmasına vurgu yapılıyor. Salgın patlak verince işsizlik oranları beyazlarda yüzde 14.1'e, siyahilerde yüzde 16.7'ye ve Hispaniklerde ise yüzde 18.9'a çıkmıştı. Tek başına bireyler arasındaki eğitim ve vasıf farklılıklarıyla açıklanamayan ırk temelli bu eşitsizlik halen devam etse de gevşek para ve maliye politikaları sayesinde işsizlik rakamları tüm gruplarda kayda değer oranlarda geriledi. Beyazlar, siyahiler ve Hispanikler arasında güncel işsizlik rakamları sırasıyla yüzde 3.7, 6.7 ve 5.2 seviyelerinde. ABD'de yüzde 4.2'lik genel işsizlik oranı halen salgın öncesi seviyenin (yüzde 3.5) üzerinde. Buna rağmen, Fed istihdamı önceleyen politikalarda vites düşürürken, bilanço küçültmede ve dolaylı olarak enflasyonla mücadelede ise gaza basmaya başladı.
Uzun süredir güvercin tutumunu sürdüren Avrupa Merkez Bankası (ECB) bile gidişata kayıtsız kalamadı. Az da olsa tonunu değiştirdi. ECB, Pandemi Acil Varlık Alım Programı'nı Mart 2022 itibarıyla sonlandıracağını bildirdi. Normal varlık alım programı devam edecek. O programda gelecek yıl önce bir artış daha sonrasında ise kademeli bir düşüş yaşanması öngörülüyor. Gelişmiş ülkelerin enflasyondaki gidişatı endişeyle takip ettiği bu ortam, gelişen ülkeler için haliyle korku verici oluyor. Çünkü onları birinci turda enflasyon, ikinci turda da döviz kurları zorluyor. Aralarında Brezilya, Meksika ve Rusya'nın da olduğu bir grup gelişen ülke, önden tedbir alma amacıyla faiz oranlarını arttırmaya devam etti.
NEGATİF REEL FAİZ BÖLGESİ
Enflasyon gelişmelerinin ardından gelişen ekonomiler, artık negatif reel faiz bölgesinde daha uzun süre kalmayı göze alamıyorlar. Zira, bu tercihin faydadan çok zarar getirme olasılığı var. Yüksek faiz toplumsal refah açısından zararlıdır. Kaynakların etkin dağılmasını engeller, gelir/servet eşitsizliklerini arttırır. Bununla birlikte, bilimsel çalışmalar uzun süre devam eden negatif reel faizin de ekonomiler için zararlı olduğunu gözler önüne seriyor. Negatif reel faiz ortamında bankalar risk almaktan iyice çekinirler. Kredileri ödeme kapasitelerinden yüzde yüz emin oldukları büyük şirketlere yönlendirme eğiliminde olurlar. Hatta kredi hedeflerini tutturmak için ihtiyaçları olmasa da bu tarz büyük şirketlere kredi vermeye çalışırlar. Yeni yatırımlarla serpilmesi ve böylece büyük şirketlerle rekabet ederek reel sektöre dinamizm kazandırması beklenen KOBİ'lerin ise krediye erişimleri zorlaşır. Durum böyle olunca da orta ve uzun vadede sırasıyla yatırımlar, rekabet ve ekonomik büyüme düşebilir.