Geçici olacağı düşünülen enflasyonun kalıcılığına dair endişeler arttıkça gözler dört büyük merkez bankasına çevrildi. Avrupa Merkez Bankası ve Japonya Merkez Bankası tarafında şimdilik ses yok. Fed ve İngiltere Merkez Bankası (BoE) tarafı ise daha hareketli. Fed bu haftaki toplantısında beklentiler dahilinde tahvil alım programında 15 milyar dolarlık azalışa gitti. 2013'teki kötü 'tapering' deneyiminden ağzı yanan Fed, bu sefer daha dikkatli iletişim kurdu. Fed bir sakatlık çıkmasın diye piyasaların bu politika değişimini önden sindirmesini sağladı. Bunda başarılı da oldu. Karar açıklanınca piyasalarda büyük bir hareketlilik yaşanmadı. Tahvil alımlarının azalmasıyla para muslukları biraz kısılmış olsa da Fed, faiz artışı konusunda şimdilik temkinli. Fed Başkanı Powell, azami istihdama ulaşana kadar faiz artışı beklemeyin mesajını yeniledi. Amerikan ekonomisi beklenenden hızlı toparlanmasına rağmen, henüz işgücü piyasası salgın öncesi rakamlara geri dönüş yapamadı. İşsizlik oranları salgın öncesine kıyasla 1.3 puan yukarıda. Enflasyon karşısında reel ücretler eridi. Ortalama reel ücretlerdeki yıllık büyüme hızı son altı aydır negatif. Ücretlerin enflasyon üzerinde baskı oluşturmaması faiz konusunda Fed'in elini rahatlatıyor. İşgücü piyasasında salgın öncesi rakamlara dönüşün 2022'nin ikinci yarısında gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Bu tarih Fed'in tahvil alım programını tamamen bitireceği öngörülen dönem ile örtüşüyor. Dolayısıyla ilk faiz artışının gelecek yılın ikinci yarısında gelme ihtimali yüksek.
BOE PİYASALARI ŞAŞIRTTI
Finans piyasaları, BoE'den kasımda faiz artışı bekliyordu. Ama bu ay pas geçildi. BoE'nin faiz artışını ertelemesinin başlıca nedenlerinden biri istihdamla ilgili. İngiltere'de salgın döneminde çalışma saatleri azalanlara yönelik verilen 'maaş destek programı' geçen ay sona erdi. 1 milyon çalışanı ilgilendiren bir mesele bu. BoE desteğin son bulmasının işgücü piyasası üzerindeki etkilerine dair henüz yeterli kanıt olmadığını belirtti. İşsizlik oranının hafif artmasından endişe duyuluyor. BoE faiz kararını vermeden öne işsizlik üzerindeki etkilerin boyutunun biraz daha belirginleşmesini istiyor. Ancak, bu sürenin çok uzaması beklenmiyor. BoE aralık veya ocakta aksiyon alarak dört büyükler arasında faizleri ilk arttıran merkez bankası olacak gibi.
KÜRESEL İSTİHDAMDAKİ KAYIPLAR
MERKEZ bankalarının enflasyonun yanı sıra işgücü piyasasını bu kadar önemsemeleri boşuna değil. Yüksek işsizlik oranları, umutsuzluğa kapılıp işgücü piyasasını terk eden kitleler ve bir türlü tırmanışa geçemeyen reel ücretler gibi sorunların 2008'deki küresel krizden sonra ne gibi yıkıcı ekonomik, sosyal ve siyasi sonuçları olduğunu gördük. Bunun bir yansıması olarak özellikle gelişmiş ülkelerde son yıllarda işgücü piyasasındaki gelişmeler daha titizlikle takip ediliyor. Salgında istihdamı korumak için trilyonlarca dolarlık maliye politikası devreye girdi. Yine de çalışan kesim büyük bir fatura ödemekten kurtulamadı. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) rakamlarına göre, salgının en şok edici dönemi olan 2020'nin ikinci çeyreğinde dünya genelinde toplam çalışma saatleri, 2019'un son çeyreğine kıyasla yüzde 18.7 oranında azaldı. Ekonomilerin yeniden açılması ve hükümetlerin verdiği destekler sayesinde 2020'nin sonuna doğru istihdam beklenenden hızlı toparlamıştı. Ancak, 2021'de toparlanma durdu. Aşılama sayesinde hem iç piyasalar hem de küresel ticaret büyük bir ivmelenme kaydetse de bunun işgücü piyasasına yansıması bu yıl sınırlı kaldı. Toplam çalışma saatleri halen salgın öncesine kıyasla yüzde 4.7 oranında geride. Bu da yaklaşık 137 milyon tam zamanlı işe karşılık geliyor. Ekonomik büyüme, cirolar, şirketlerin piyasa değeri gibi göstergeler bir şekilde toparladı. Enflasyon ve işgücü piyasası rakamları normale dönmeden küresel ekonomi için gerçek bir toparlanmadan bahsedemeyiz.