2021'in birinci çeyreği için büyüme rakamları pazartesi günü açıklanıyor. Yüzde 7'ye yakın bir büyüme beklentisi var. Faiz oranlarındaki artış, kurdaki dalgalanma ve salgına yönelik kısıtlayıcı tedbirler gibi olumsuzluklara rağmen, öncü göstergeler ocak-mart döneminde ekonomik aktivitenin güçlü seyrettiğine işaret etti. Büyümenin sektörel kompozisyonunda sanayinin performansı ön plana çıkacaktır. Birinci çeyrekte imalat PMI rakamları, ekonomik canlılık için eşik değer olan 50'nin üzerinde seyretti. Sanayi üretimi bu yılın ilk üç ayında yıllık bazda ortalama yüzde 12,3'lük artış kaydetti. Salgın koşullarından en fazla yara alan hizmetler sektörüne yönelik büyüme rakamlarının ise önceki çeyreklere kıyasla biraz daha makul seviyelerde gelmesi bekleniyor. MÜSİAD'ın açıkladığı SAMEKS hizmet sektörü endeksi sonuçları ilk üç ayda eşik değer 50'nin üzerinde geldi.
İHRACAT VE İÇ TALEBİN KATKILARI
Geçtiğimiz yıl ithalat rakamları ihracatın üzerinde artış kaydettiği için dış ticaret, ekonomik büyümeyi aşağıya çeken bir rol oynamıştı. Bu yıl ise net ihracatın ekonomik büyümeye katkısının daha dengeli olacağı tahmin ediliyor. 2021'in ilk çeyreğine yönelik dış ticaret rakamları da bunu teyit ediyor. İhracat ilk üç ayda rekor seviyeleri görerek geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 17.25 arttı. Aynı dönemde ithalatın artış hızı ise 9.67 olarak gerçekleşti. Sonuç olarak, dış ticaret açığı yüzde 15.16 azaldı. İç talep cephesi de yılın ilk çeyreğinde canlılığını korudu. Faiz oranlarındaki hissedilir artışlara rağmen, tüketici kredileri beklenenden az ivme kaybetti. Kredi kartı ve banka kartı ile yapılan harcamalar yılın ilk üç ayında yıllık bazda çift haneli rakamlarda artış yaşadı. Enflasyon etkisinden arındırılmış harcamalar ise özellikle mart ayında oldukça canlıydı. Bu tip öncü göstergeler, büyümeyi tetikleyen ana değişkenin hanehalkı tüketim harcamaları olacağının habercisi. Çift haneli işsizlik oranına rağmen tüketim harcamalarının güçlü seyretmesi, gelir dağılımı konusuna dikkat edilmesi gerektiğini söylüyor.
NORMALLEŞME VE BÜYÜMENİN HİSSEDİLMESİ
SALGININ sektörler üzerindeki farklılaşan etkisinin yanı sıra yüksek enflasyon ve işsizlik gibi faktörler, maalesef ekonomik büyümedeki toparlanmanın toplumun bütün kesimleri tarafından aynı derecede hissedilememesine neden oluyor. Vaka sayılarına ve aşılanmanın seyrine bağlı olarak normalleşmenin hızlanması durumunda başta hizmetler sektöründe faaliyet gösterenler olmak üzere esnaf ve KOBİ'lerin cirosunda artış yaşanması ve işsizlik rakamlarının gerilemesi mümkün olacaktır. Bir taraftan da satın alma gücü kanalından ekonomik büyümenin vatandaş cephesinde daha fazla hissedilmesi için enflasyonun düşüş trendine girmesi gerekiyor.