Küresel ekonomi kendi adına keyifsiz geçen bir yılı geride bırakmak üzere. Yıl bitmeden yaşanacak bazı gelişmeler, küresel ekonominin 2020'deki seyrini büyük ölçüde belirleyecek. Ticaret savaşları cephesinden başlayalım. ABD ve Çin arasındaki ticaret anlaşmasının en azından birinci fazının ortaya çıkacağına dair umutların artması sonrasında Donald Trump, 250 milyar dolar değerindeki Çin malına kasım ayında gerçekleştirmeyi planladığı gümrük tarifesi artışını askıya aldığını duyurmuştu. O günden sonra ticaret anlaşmasının birinci fazının imzalanmasının sürekli ertelenmesi piyasaları tedirgin etmeyi sürdürüyor. Eğer 15 Aralık'a kadar anlaşma imzalanmazsa, ABD 160 milyar dolar değerindeki Çin malına yönelik tarifeleri arttıracağını duyurdu. Bu ürün grubu çok kritik; çünkü aralarında oyuncak, spor ekipmanları, cep telefonu ve dizüstü bilgisayar gibi tüketicilerin çok fazla rağbet gösterdikleri ürünleri kapsıyor. Eğer anlaşma imzalanmazsa, Amerikalı tüketiciler, 2020 başkanlık seçimlerinin hemen öncesinde ve sonrasında yoğunlaşacak yılbaşı alışveriş çılgınlığı döneminde bu ürünlere en az yüzde 15 daha pahalıya ulaşacaklar. Bu tarife artışları gerçekleşirse, ticaret savaşlarından dolayı enflasyonun artması ve satın alma gücünün azalması daha hissedilir oranlarda yaşanacak.
TRUMP İKİLEMLE KARŞI KARŞIYA
Trump, bu noktada bir ikilemle karşı karşıya. 2020 seçimleri öncesi ticaret anlaşmasının akıllarda daha fazla kalmasının yanı sıra seçim çalışmalarında bunu büyük bir zafer olarak kullanmak için Çin'den daha fazla ne koparırsam ve bu anlaşma akıllarda kalacak bir zamanda gerçekleşirse benim için o kadar iyi diye düşünebilir. Öte yandan anlaşmanın uzaması durumunda ekonomik büyümenin gerilemesi ve yaşam pahalılığının artması risklerinden dolayı seçimlerde hanesine büyük bir eksi yazılması ihtimali var.
***
Avrupa'nın ekonomi gündemi uzun zamandır aynı: Brexit ve maliye politikaları. Birleşik Krallık, 12 Aralık'ta erken seçime gidiyor. Son anketlere göre, Boris Johnson liderliğindeki Muhafazakar Parti, Meclis'te çoğunluğu sağlayacak gibi gözüküyor. Ancak, anketlerin uzun zamandır Avrupa siyasetinin nabzını iyi ölçemediğini unutmayalım. Eğer Muhafazakarlar çoğunluğu elde eder ve Johnson bu sefer kendi partisi içindeki muhalifleri ikna etmeyi başarabilirse 31 Ocak'tan önce Brexit sonuçlandırılabilir. Eğer seçim sonrası Meclis'teki sandalye dağılımı daha karmaşık bir hal alırsa, Brexit için yeni bir erteleme kararı çıkarak süreç bahar aylarına sarkabilir.