Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NURULLAH GÜR

EYT’yi değil sürdürülebilir refah artışını tartışalım

Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) hassas bir konu. İnsanların talepleri belli bir noktaya kadar anlaşılabilir.
Özellikle işsizliğin yükseldiği ve insanların satın alma güçlerinin düştüğü dönemlerde erken emeklilik gibi ilave gelir oluşturacak taleplerin sayısı artar. Ancak, insanları erken yaşta emekli etmek birçok açıdan çok mümkün gözükmüyor.
Beslenme koşullarında ve sağlık hizmetlerinde yaşanan iyileşmelerle birlikte Türkiye'de yaşam beklentisi hızla artıyor. Yaşam beklentisi erkeklerde 75, kadınlarda ise 81 yıla kadar yükseldi.
Tabloda OECD ülkelerindeki mevcut emeklilik yaşlarını görebilirsiniz. Türkiye, Slovenya ile birlikte OECD ülkeleri arasında vatandaşlarını en erken yaşta emekli eden iki ülkeden biri.
09.09.1999-30.04.2008 arasında sigortalı olan erkekler için emeklik yaşı 60 iken, kadın sigortalılar için yaş sınırı 58.
2008'deki kanun değişikliği ile birlikte 2035'ten sonra emeklilik yaşı kademeli olarak artarak 65'e kadar çıkacak.

***

Mevcut durumda Türkiye'de insanların emeklilikte geçirdikleri yıl sayısı oldukça uzun. Örneğin, ABD'de bir kadın ortalama 15 yıl, erkek ise 10 yıl emekli olarak yaşamlarını sürdürürken, Türkiye'de bu süreler sırasıyla 22 ve 15 yıldır. Türkiye'de insanların emeklilikte geçirdikleri süre OECD ülkelerinin ortalamasına kıyasla yaklaşık 2 yıl daha uzun. Bu fark, Türkiye'de insanların daha erken yaşta emekli olma hakkı kazanmalarından kaynaklanıyor.
EYT'liler en geniş kapsamda emekli edilirlerse, bunun bütçe üzerindeki ilave maliyetinin Türkiye'nin toplam kamu bütçesinin sekizde birine denk gelebileceği tahmin ediliyor. Bütçe üzerine bu oranda ilave bir artışı, bırakın Türkiye'yi dünyadaki hiçbir gelişmiş ülke kaldıramaz.
Dolayısıyla artan insan ömrünü, emeklilikte geçen sürenin Türkiye'de halihazırda yüksek olmasını ve bütçe üzerindeki ilave maliyetleri hesaba kattığımızda insanları çok erken yaşlarda emekli etmenin sosyal ve ekonomik açılardan rasyonalitesinin olmadığı net bir şekilde görülüyor. İnsanların erken yaşta emekli edildiğini düşünelim. Kamu bu sefer bu maliyetin altından kalkmak için Ar-Ge, eğitim ve sağlık gibi ekonomik kalkınma için kritik öneme sahip alanlara daha az kaynak ayırmak zorunda kalacak.
ÖTV ve KDV gibi dolaylı vergiler daha da fazla arttırılacak.

***

Ar-Ge'ye daha az kaynak ayrıldığında verimlilik ve ekonomik büyümeyi kalıcı oranlarda yukarıya çıkarmak hayal olacak. Düşük ekonomik büyümeden dolayı yeteri kadar yeni iş imkânı oluşturulamayacak.
Kamunun verdiği eğitim ve sağlık hizmetlerinin kalitesi düşecek. Erken emekli olanların ellerine belki bugün daha fazla para geçebilecek ama birçok açıdan gelecek nesiller daha iyi bir refah seviyesine erişememe riski ile karşılaşacaklar.
Türkiye'de özellikle dar ve orta gelirli aileler, çok daha iyi yaşam koşullarını hak ediyorlar. Ancak onlara bu koşulları EYT sorununu çözerek sağlayamayız. Erken emekliliği tartışmak yerine çalışan kesimin ekonomik pastadan aldığı payı arttırmak, daha fazla iş olanağı sağlamak, çalışma saatlerini azaltmak, kadınların ve gençlerin ilgisini çekecek kısmi zamanlı işlerin sayısını ve özlük haklarını arttırmak gibi istihdam piyasası koşullarını iyileştirmeye yönelik atılması gereken adımlara odaklanmalıyız.
Vergi sistemini daha adil hale getirecek politikaları ele almalıyız. Emeklilik döneminde insanların yaşam standartlarının nasıl arttırılabileceğine kafa yormalıyız. Yıl olarak ilave çalışmanın emeklilik maaşını aşağıya çekmesi hususunun yasal olarak nasıl yeniden düzenlenebileceğini tartışabiliriz.
Bu konularla ilgili iyileştirici ve geliştirici politikalar uygulayarak insanlarımıza etkisi nesiller boyu sürecek bir refah artışı sağlayabiliriz.
Geçmişte yapılan erken yaşta emeklilik hatasını ise yeni bir hata yaparak düzeltemeyiz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA