Dünyanın en gelişmiş ülkeleri, Brezilya'da G20 toplantısında dünyada açlık ve yoksulluğu konuştu. Zenginlerden alınması gereken servet vergisinin dünyanın gelişmemiş yerlerine harcanmasının mümkün olup olmayacağı zaten uzun dönemdir G20'nin gündemini oluşturuyor. Bir de küresel yönetişim kurumlarının reformu masadaydı.
Rio'da gündem bu konular olsa da...
Liderler zirvesi, uluslararası sistemde var olan mevcut kaos ve savaşların Trump'ın ikinci döneminde derinleşme ihtimalinin gölgesinde geçti.
Avrupa'nın Trump endişesi giderek artıyor.
Putin'in Ukrayna'ya özel askeri operasyon başlatmasından bu yana, "dünya savaşının eşiğinde olma" tedirginliği her yeni gelişmede yeniden yükseliyor.
Trump'ın "Savaşları bitireceğim" vaadi, Avrupa ve ABD'nin mevcut yönetimini bu iki aylık sürede Putin'e karşı "yeni bir eyleme geçme" sürecini doğurdu. Biden yönetimi, Ukrayna'ya verilen süpersonik taktik balistik füzelerin Rusya topraklarını vurmasına izin verdi.
Şansölye Olaf Scholz'un Putin'i arayıp gerilimi düşürmeye yönelik çağrısının ardından Putin saldırıları artırdı.
Putin, Rus topraklarına, büyük bir saldırının olması durumunda "nükleer silah kullanma doktrini"ni kabul etti. Ukrayna'nın ABD füzeleri ile Rusya'yı vurması hâlinde bunun "müşterek bir saldırı" olacağı kararını imzaladı.
Savaşın en başından itibaren Putin çeşitli dönemlerde "kırmızı çizginin aşılması" durumunda nükleer silah kullanma tehdidini sürekli gündeme getirse de şu ana kadar bu gerçekleşmedi. Hatta ABD ve Avrupa ülkeleri, Putin'in kırmızı çizgiyi aşmak olarak değerlendirdiği birçok silahı Ukrayna'ya sağlamasına rağmen şu ana kadar, "Nükleer silah kullanırız" tehdidi bir "caydırıcılık" unsuru olarak kaldı.
Seçilmiş başkan Trump göreve başlayana kadar geçecek sürede, hem Ukrayna-Rusya hem de İsrail-Filistin savaşında durum daha kötüye gidebilir.
Avrupa medyasında birkaç gündür, "Ukrayna'ya güvenilir garantiler artırılmalı" ve "Washington'a bel bağlanmamalı" çağrıları yapılıyor. Ukrayna konusunda Rusya'ya önemli bir üstünlük sağlayacak bir taviz verilmesi durumunda, Avrupa'nın güvende olmayacağı analizleri yoğunlaşıyor.
Trump'ın göreve başlamasına kadar, Avrupa'nın "endişe hâli" ile Biden yönetiminin Trump'ı zor duruma düşürecek kararları artırması, bu iki aylık sürecin zor geçeceğinin işareti.
Rusya-Ukrayna savaşında yeni bir dönüm noktasına gelindiği kesin. Ve bu durum Avrupa için ciddi bir paradoks. Avrupalı liderler Rusya'nın dizginlenmesi gerektiğini düşünürken, Rusya'ya karşı sert saldırılar Putin'in daha fazla agresifleşmesine yol açabilir. Avrupa'nın hem kısa hem de orta vadede aşması gereken en önemli çelişkilerden birisi bu.