Danışanlarımın 'Su Prensibi'ni uyguladıktan sadece birkaç hafta sonra arkadaşlarından "Harika görünüyorsun', 'Çok sağlıklı duruyorsun. Ne yapıyorsun?" gibi iltifatlar duyması çok alışıldık bir durum. Her zaman insanlara cilt bakımı ile sağlık arasındaki doğru orantılı bağlantıyı anlattım. Çünkü cildiniz vücudunuzun her tarafıyla bağlantılı ve en geniş organınız olarak içsel sağlığınızın bir yansımasıdır. Başka bir deyişle, hücrelerinizin içinde ne kadar su olduğu cildinizden tıpkı bir pencere gibi görünür. İçeride ne olduğu dışarıdan görülür ya da tam tersi; yüzünüz kızardığında cildinizin altında damarlara hücum eden kan gibi... En son hasta olduğunuzda aynadaki görüntünüzü hatırlıyor musunuz? Aslında enfeksiyon vücudunuzun derinliklerinde olsa da ne kadar hasta göründüğünüzü anımsayın... Büyük ihtimalle cildiniz; solgun, sararmış ve kuru görünüyordur. Ama bazen hasta olmadığınızda, kendinize bakmadığınız zamanlarda bir şeylerin ters gittiğini cildinizin verdiği bu işaretlerden anlayabilirsiniz. Yani güzellik sadece dış görünüş değildir, aynı zamanda sağlıklı olup olmamanızın da belirtisidir. Güzellik sağlıktır. Eğer toplumun güzellik standartlarına göre ailenizin size genetik miras bıraktıklarından dolayı bir şansınız olmadığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Fiziksel güzelliğin çoğu yapıtaşı sizin kontrolünüzün altındadır.
Cildiniz sağlığınızın aynasıdır
İçsel sağlığınız ve cilt sağlığı arasındaki bağlantı yüzünden, cildiniz sağlıklı olduğunda diğer bütün organlarınız da sağlıklı oluyor. Cilt sağlığı için yapılması gereken iki önemli şey vardır:
1) Hücredeki koruyucu fonksiyonunu artırmak.
2) Cilt hücrelerinin ihtiyaçları kadar suyu içlerinde bulundurmalarını sağlamak.
Cildinizin susuz kalıp kalmadığını öğrenmek için elinizin üzerindeki deriyi çimdikleyerek ya da deriyi çekip bırakarak küçük bir test yapabilirsiniz. Deri anında eski haline dönmezse, daha çok sıvıya ihtiyacınız var demektir. Bu test genç yetişkinlerin çoğunda işe yarasa da yaşlılarda, öyle olmadığı halde sanki ciltleri susuz kalmış gibi tepki verir. Yaşlıların cildi uzun zaman önce su tutma kabiliyetini yitirir ve cilde esnekliğini veren yapılar ise; onarılamayacak şekilde hasar görmüş olur. Su Prensibi, suyu hücre içerisine alarak orada tutmanızı ve böylece vücudunuzdaki trilyonlarca hücreden her birinin tam kapasite ile çalışmasını sağlamaktır. Doğum anında vücut ağırlığımızın yüzde 75'ini su oluşturur ancak zamanla hücrelerimiz su tutma kabiliyetini yitirir.
Diğer organları da etkiler
Vücut, ana organlarında bulunan suyu muhafaza edebilmek için bir savunma mekanizması geliştirir. Ciltte bir su kaybı olduğunda vücudun başka organlarında da su kesintiye uğrar. Kuru, ince ve sarkık bir cilt gördüğümde problemin orada bitmediğini bilirim. Vücuttaki bütün hücrelerin arasında ayrı bağlantı vardır. Bu sebeple eğer epidermiste su kaybı söz konusu ise; buradaki hücreler kaybettiği suyu başka yerlerden bulmaya çalışacaktır. Kaybettiği suyu hücreler arasında dolaşan sıvıdan, komşu bir hücreden ya da altında bulunan dermisten, daha sonra dokular ya da diğer organlara ait hücrelerden elde etmeye çalışılacaktır. Yeterli su kaynağı olmadığında deri hücreleri parçalanır. Deriyi destekleyen yapılar sertleşir ve esnekliğini kaybeder. Cilt tabakaları incelir ve düzleşir. Damar duvarları kırılgan ve delikli bir hale gelerek besinler dağıtılamaz ve atık maddeler dışarı atılamaz. Su kaybı ne kadar çok olursa, kırılganlık ve bariyerin delinebilme olasılığı o kadar fazla olacaktır.
Su kaybetmeye son verin
Su kaybetmeye son verebilirsiniz. Hayati önem taşıyan güçlü bir bariyer oluşturabilir, böylece sadece genç bir görünüme sahip olmakla kalmaz, aynı zamanda su kaybına karşı kendini koruyan ve tam kapasite ile çalışan bir cilde de sahip olabilirsiniz. Tüm hücrelerin bir birlik içerisinde olduklarına inanırım. Bir karaciğer, kalp, deri hücresinin farklı amaçları olsa da ortak noktaları vardır; her biri büyük kısmı su olan sitoplazma ile doludur. Vücuttaki tüm hücreler en yüksek kapasitede işlev görebilmek için maksimum seviyede suya ihtiyaç duyar. Bir organ ya da sistem bu sudan mahrum bırakıldığında diğer dokulardan su çekecektir.
Nasıl beslenmeli?
Cilt sağlığı için faydalı besinler tüketmenin yanı sıra, iç organlarınızda sağlıklı bir ortam yaratmak da önemlidir. Vücudunuz içeride sorunsuz çalışıyorsa, dışardaki kusurları düzeltmekte daha az zorlanacaktır. Sağlıklı beslenme için şu noktalara dikkat etmenizi öneririm: Yemeniz gerektiğini düşündüğünüzde değil acıktığınızda yemek yiyin. Tabağınız boşaldığında değil doyduğunuzda yemeyi bırakın . Vücudunuzu dinleyin. Genelde vücutta eksik olan besin yönünden zengin yiyecekleri canımız istiyor olacaktır. Olabildiğince sağlıklı yiyecekler tercih edin. Bu noktaların yanı sıra, meyve karışımları mükemmel şekilde enerji verir ve süper bir kahvaltı ya da akşamüstü atıştırmasıdır. Lezzet ve vitamin bakımından hazırlar hazırlamaz tüketin. Markette en sevdiğiniz taze meyveyi bulamadıysanız kuru meyveler de iyi bir alternatif olabilir.
Biliyor muydunuz?
Cildiniz vücudunuzdaki en geniş organdır. Vücut ağırlığınızın yüzde 16'sına sahiptir. Kıl, yağ, sinirler, kan damarları ve ter bezlerinden oluşur.