ABD'li Senatör Rand Paul, Türkiye'ye 40 adet Blok 70 F-16 satışını engellemek üzere bir tasarısı hazırlamış. Haliyle, "Ne oluyor?" soruları da birbirini izlemiş durumda. Sıcağı sıcağına özetleyelim.
Söz konusu tasarının, Temsilciler Meclisi ile Senato'da çoğunluk tarafından onaylanması gerekiyor.
Senatör Paul, son beş yılda Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri'ne de askeri satışları durdurmak için girişimde bulunmuş ancak netice alamamış bir isim olarak ön palana çıkıyor.
Bugün itibariyle Senato'nun iki haftalığına tatile girmesi bekleniyor. Bu bakımdan malûm tasarının Senato ve Temsilciler Meclisi'nden geçmesi mümkün görünmüyor.
ABD yönetimi, F-16 satışına izin talebini Washington saatiyle 26 Ocak akşamı Kongre'ye ilettiği için Türkiye saatiyle bu pazar sabaha karşı sürecin tamamlanması öngörülüyor.
Özetle...
Ankara'da, yeni model F-16 alımı ve envanterdekilerin modernizasyonu için "kit" tedarik sürecinin kesintiye uğramadığı değerlendiriliyor.
***
KAN-DİL, BOŞ BAŞAK VE ASLİ AJANDA!
Başak Demirtaş'ın, DEM Parti'den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığına hazır olduğunu açıklaması, siyaset borsasını epeyce hareketlendirmişti. Ama bizce beklenen oldu! Başak Hanım, DEM Parti'yi temsilen bir heyetle görüştüğünü, "bilgilendirildiğini!" beyan etti ve yazılı bir açıklama ile adaylığı düşünmediğini duyurdu.
Eş anlı olarak terör örgütünün Kan-Dil'deki elebaşlarından biri de "İttifak konusunda herkes hassas olmalı. Bazı çevreler ittifakları tırtıklayabilir. Kürt halkı bunlara kulak vermemeli!" çıkışını yaptı. DEM'e de DEM'le siyasi flört halinde CHP Genel Merkezi'ne de racon kesti.
Zaten, DEM sözcüsü de İstanbul'da aday çıkarabileceklerini söylerken (3 Şubat), 6 günlük zaman bırakmış ve 9 Şubat'ı işaret etmişti.
Bu da demek oluyor ki...
DEM Parti ile Kan-Dil arasındaki organik bağ sürüyor.
DEM'in ajandasının İstanbul veya Ekrem İmamoğlu olmadığı, asli bölücü hedefine ulaşmaktan vazgeçmediği yine tescilleniyor.
"Başak bol ama dane yok" durumu ayan beyan ortaya çıktığından, Başak Demirtaş'ın taktik hamlesinin gerçek gerekçesini ve DEM Parti'de gözünün nasıl açıldığını kamuoyuna anlatma borcu bulunuyor.
***
AYM'DE ÖZEL BİR GÜN
Bugün, Anayasa Mahkemesi'nde (AYM) özellikli bir gün. AYM'nin yeni üyesi Yılmaz Akçil için yemin töreni düzenlenecek. Akçil, Ayasofya'nın cami olarak yeniden ibadete açılması kararında imzası olan değerli bir hukukçu.
Akçil'in yemin törenine Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın da katılımı planlanıyor. Bu tarz törenlere, geleneksel olarak devlet protokolünün seçili isimlerinin yanı sıra birinci muhalefet partisi genel başkanı (CHP) ile Yargıtay Başkanı'nın da iştirak etmesi beklenir.
AYM'nin, milletvekilliği düşen Can Atalay hakkında bireysel başvuru yoluyla verdiği uygulanmayan ihlal kararı sebebiyle Yargıtay'la karşı karşıya gelmesi hafızalardaki yerini kuruyor. Cumhur İttifakı'nın da "yetki sınırlarını aşan AYM" eleştirisiyle birlikte Yargıtay'ın yorumuna yakın durduğu da biliniyor.
İşte böylesi bir ortamda...
Katılımcı profili, oturma düzeni, tokalaş- ma (!) seremonisi ve AYM Başkanı'nın makam odasında sohbet olup olmayacağı, pek açıdan gösterge niteliği kazanacak.
Biz de bu sırada...
Sivil Anayasa arayışlarının da AYM'nin geleceğinin de Yargıtay'ın üstleneceği yeni görevlerin de ipuçlarını bulmayı deneyeceğiz...
İzleyip, görelim bakalım!