Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Riyad-Berlin hattında Türkiye ve Erdoğan etkisi!

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın bir haftaya sığan iki ziyareti bölgesel ve küresel dengelerin şekillenmesi bakımından kritik önem kazandı. Erdoğan bugün, İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi için Riyad'da olacak. İsrail'in Gazze'yi işgal planına karşı geliştirilecek ortak tavrın yanı sıra 36 gündür kesintisiz süren savaş suçunun uluslararası toplum nezdinde tescili de hedeflenecek. Elbette ateşkesin tesisi, acil insani yardım, rehinelerin takası ve uzun vadeli kalıcı çözüme dönük adımlar da somut bir çerçeveye bağlanacak. En azından Ankara'nın gayreti bu yönde olacak.
Konu, Gazze olunca Avrupa Birliği ve önde gelen ülkelerin tutumlarını da hatırlamak gerekiyor. AB Komisyonu'nun Türkiye Raporu'nu açıkladığı sırada Brüksel'de müşahede ettik ki... Tüm eleştirilere rağmen Türkiye vazgeçilmez konumda. Bunu, sadece jeostratejik konumdan ibaret görmemek lâzım.
Ama önce, AB'nin 7 Ekim'den bu yana olup bitenlere nasıl baktığını anlatalım. AB meseleye Hamas-İsrail çatışması olarak bakıyor. 7 Ekim'den önce olup bitenleri göz ardı ediyor. İsrail'in, bir terör örgütüne (!) karşı mücadele yürüttüğünü savunuyor. Ölen 1.400 İsrailliyi zikrederken her 10 dakikada bir çocuğun öldürülmesine, 11 bini aşkın can kaybına neredeyse hiç değinmiyor. Sadece, İsrail ordusunun kendisini savunma hakkının sınırlarını aştığına dair bir iki cümle kuruyor. Türkiye'nin, İsrail-Filistin ihtilafının gerek bugünkü trajik yönünün durdurulması gerekse kalıcı barışa giden yolda "etkili arabulucu" olabileceği konuşuluyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Hamas'ı terör örgütü olarak nitelendirmemesine takılan AB yetkilileri, Ankara'nın arabuluculuk rolünün zayıfladığını da ileri sürüyor. Erdoğan, "ateşkes, insani yardım" derken AB, katliama kısa süre ara verilmesi anlamına gelen "insani durma" terminolojisini tercih ediyor! Nereden bakılırsa bakılsın... Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk dakikadan itibaren sergilediği evrensel insani ve vicdani tavrıyla ahlaki ve psikolojik üstünlüğü elinde tutuyor. Devletlerin politik söylemi ne olursa olsun, yaslandıkları tabandan yükselen sesler de Erdoğan'ı ön plana çıkarıyor.
Tam da bu nedenle... Görüştüğümüz AB yetkilileri, "Türkiye'nin, AB ortak savunma ve dış politikasına uyumu yüzde 11 düzeyinde" deyip "Keşke bu uyum düzeyi daha fazla olsa" diye hayıflanıyor. Lakin AB liderliğini "stratejik miyopluktan kurtaracak" sürecin, Brüksel'in Ankara'ya doğru bir adım atmasından geçtiğini kabullenmek istemiyor!
Şimdi gelelim Erdoğan'ın 17 Kasım'da gerçekleşmesi beklenen Berlin ziyaretine ve Şansölye Olaf Scholz'la yapacağı görüşmeye. Tabii ki Türkiye-Almanya ikili siyasi ve ekonomik ilişkileri bir gündem maddesi. Mutlak olarak Gazze de masaya gelecek. Ki Scholz da 7 Ekim'deki olaydan sonra İsrail'e giden ve destek veren liderlerden biri idi. O günden bugüne o kadar çok şey değişti ki. İsrail'in asıl niyetinin Gazze'yi işgal olduğu, milyonlarca Filistinliyi Mısır ve Ürdün'e sürmeyi düşündüğü, bu amaca ulaşmak için çocuk, kadın demeden sivilleri acımasızca öldürmekten çekinmediği, "global ölçekte dur!" denilmedikçe İsrail'in insanlık suçu işlemeye devem edeceği tüm dramatikliği ile gözler önüne serildi! Erdoğan'ın, Alman Şansölyesinden, İsrail savaş makinesinin durdurulmasını, insani yardımların hızlandırılmasını ve iki devletli çözüm ile Ankara'nın önerdiği garantörlük mekanizmasının AB zemininde ciddiyetle ele alınmasını istemesi de kuvvetle muhtemel! Bundan ötesi ise 14-15 Aralık'taki AB Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nde ele alınacak "Pozitif Odaklı Türkiye Raporu!" olacak. AB Komisyonu'nun Türkiye hakkında açıkladığı son rapor ön yargılarla malûl, yapıcı olmaktan uzak. İsrail'in işlediği savaş suçlarına karşı Ankara'dan yükselen sesin eleştirilmesi ise tepkilerin merkezinde. Bununla birlikte, "Vize kolaylığı, göç yönetimi, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi, yeşil ve dijital dönüşüm" başlıklarında sağlanacak olumlu gelişmeler, Türkiye-AB diyaloğunu üst düzeye çıkararak karşılıklı güven açığının telafisi için bir fırsata dönüşebilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA