Adı, çok fiyakalı... "CHP, 38. Demokrasi ve Birlik Kurultayı!"
Bu, öyle ilginç bir parti toplantısı ki... "İki yanı bilenmiş siyasal bıçaklar çekiliyor!"
Bir "Sırtımdan hançerlendim!" söylemidir gidiyor. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, toparlayıcı olmak yerine sürpriz yapıyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminde sırtına saplandığını ileri sürdüğü hançerleri bir bir çıkarıp etrafına saçıyor! Adını koymasa da İP Genel Başkanı Meral Akşener ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, o meşhur "Çak!" sahnesini ve ardından gelişen olayları ima ediyor!
Ve bu arada... "Değişim" gibi etkileyici tema etrafında toplanan ama karışık sinyallerin verildiği bir kurultay daha tarihteki yerini alıyor.
Bir bakıyorsunuz... Kılıçdaroğlu "Adalet! Yürüyüşü" görüntüleri üzerinden mesaj veriyor. Evinin mutfağını, karanlıkta kaldığı sahneleri ekranlara taşıyıp seçmenin duygularını manipüle ediyor. Yetmiyor! "Bay Kemal'in yol arkadaşı olmak zordur, yürek işidir!" diyerek, delegenin hislerine cila çekiyor. Ve son noktada... "Bu memlekete komünizm gerekiyorsa onu da biz getiririz, size ne oluyor?" diyen dönemin Ankara Valisi Nevzat Tandoğan'ı çağrıştırıyor. "Partide değişimi 2019'da ben başlattım. Değişim söylemini dillendirenler değişmeyenlerdir. Kurultaydan sonra onları değiştireceğim!" deyiveriyor. Salonda buz gibi hava esiyor! Aklına eseni söylüyor ama tek kelime özeleştiride bulunmuyor. Bir bakıyorsunuz... "Sosyal kimlikler üzerinden siyaset ürettik... Geniş kesimlerin CHP'yi tanımasını sağladık" deyip "Sağa kayma" tartışmalarına şöyle yanıt veriyor:
"Kimsesizlere sahip çıkmak sağcılık mı, solculuk mu?.. Biz, halklılaşacağız!"
***
Dedim ya sinyaller karışıktı diye...