Yeni dönemin ilk AK Parti Grup Toplantısı, "liderlik ve tam saha siyaset dersi" niteliğindeydi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "seçim kazanma stratejisini" -anlamak isteyenler için- açık, seçik paylaştı. Siyasetin, "insan yönetme sanatına dair inceliklerinden kesintisiz hizmet esaslı kurgusuna, kadro yenilemenin gerekliliğinden deneyimli isimlerden istifade edilmesine" kadar pek çok ayrıntı, Erdoğan'ın konuşmasının satır aralarına yerleştirilmişti.
Oturumu yöneten AK Parti Grup Başkan Vekili Özlem Zengin'in, siyasal manifesto içerikli başlangıç tespitleri dikkat çekici idi...
"... Recep Tayyip Erdoğan artık sadece bir şahsın ismi değildir. Tam bağımsız Türkiye idealinin ve bu ideali gerçekleştirecek politikaların şifresi, rumuzudur... Esas hedef Türkiye hilalinin kırılmasıdır... Her seçimde olduğu gibi aziz milletimiz, büyük bir siyasi basiret göstererek, bu yüzyılın Türkiye karşıtı kampanyasını sona erdirmiştir..."
CHP, hakiki manada öz eleştiri yapmadan taht kavgası vere dursun Cumhurbaşkanımızın siyaset yapma biçimindeki sıralama ve mesajların adresi, iki ayrı eksen arasındaki farkı fark etmek için yeterliydi.
Erdoğan, AK Parti ve kendisine oy versin ya da vermesin, tercihini demokratik yollarla gösteren tüm vatandaşlara teşekkür etti.
Uğradıkları hakaretlere rağmen iradelerine sahip çıkan depremzedelere şükranlarını iletti.
27. Yasama Dönemi ve önceki dönem milletvekillerinin emeklerini unutmadı, hayatını kaybeden siyasi dava arkadaşlarını ise rahmetle yâd etti.
Sonra, Genel Merkez birimlerinden başlamak üzere... Kadın ve Gençlik Kollarına, il, ilçe ve belde teşkilatlarına, kampanya ekibine, tüm adaylara, aday adaylarına, mahalle ve köy temsilcilerine, sandık müşahitlerine, oy kullanmak için kilometrelerce yol kat eden gurbetçilere aynı ayrı tebriklerini sundu.
Elbette... MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve ülkücülere ayrı bir başlık açtı. Ardından... Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan ve milli görüşçülere, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ve alperenlere, DSP Genel Başkanı Önder Aksakal ile HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ve arkadaşlarına, 28 Mayıs seçimi öncesinde destek açıklamasında bulunan Sinan Oğan'a isimlerini zikrederek "en kalbi şükranlarımı sunuyorum" dedi.
Özetle... Siyasetin bir takım oyunu olduğunu ve tabandan tavana emeğe saygı ile sürdürüldüğünü herkese bir kez daha gösterdi.
Ve nihayet... Samimi bir öz eleştiriye yönelmek yerine seçim yenilgisinin faturasını yine millete çıkarmaya çalışan CHP ve türevi muhalefete yüklendi. Son noktada ise siyaseten bitirici vuruşu yaptı: "... Sahne önündekiler değişse de perde gerisindekiler hep aynı kaldı. Şahısların değişmesi asla ve asla bir zihniyet değişimine yol açmadı!"
***
BU VESİLEYLE BELİRTMEK GEREKİRSE...
AK Parti'de eski bakanlar, henüz yeni rollerine alışmaya çalışıyorlar gibi geldi bana. Bakan protokolü alışkanlığı sanırım bir süre daha devam edecek. Tabii siyasetin çekirdeğinden gelen önceki bakanlar, milletvekilliğinin ve Meclis'in hakkını vermeyi iyi biliyorlar. Teknisyen kimlikli eski bakanlar ise artık yasamanın asli parçası olduklarını idrak ederek birikimlerini TBMM'ye yansıtacaklardır.
Bu aşamada, Sn. Cumhurbaşkanımızın eski bakanları Meclis'te, Komisyon Başkanı olarak görevlendirmesinin ne kadar ustaca bir karar olduğu da fark ediliyor. Hem geçiş döneminin idaresi hem de sonrakiler için içtihat nitelikli örneklerin oluşması bu dönemi farklı kılacak.
Son bir not...
Numan Kurtulmuş ismi Meclis Başkanlığı'na çok yakıştı. Özellikle de siyasetin dilinin yeniden inşasına büyük katkısı olacaktır. Yeni Bakanlar ise... Medya ile ilişkilerde dikkatli ve mesafeli olmayı öncelemişler. Daha çok işleri ile ön plana çıkacak, sınırlı ve hedef odaklı beyanatlarıyla görünür olacaklar. Ne diyelim? Hayırlı olsun...