Vatandaşlarımızın bilmesi gereken gerçekler üzerinden Türkiye ekonomisine ilişkin çizdiğim perspektife bu kez güvenlik ve strateji boyutlarını da ekleyerek ilerlemek istiyorum. Esasen, ekonomik şartlar ve gidişat, birkaç yazı daha yazılmasını ve perde arkasının aktarılmasını fazlasıyla hak ediyor. Bununla birlikte ekonomi, salt rakamlar üzerinden yorumlanma aşamasını çoktan aştı. Artık piyasaya ve geçim endeksine ilişkin tüm analizlerin, ekonomi dışı faktörleri de kapsaması gerekiyor?
Neden?
Çünkü, "hibrit savaşlar çağındayız" ve Türkiye olarak farklı bileşimdeki tehditlerin neredeyse kesişim kümesindeyiz!
Günümüz dünyası... Konvansiyonel askeri güçlerin karşısında, terörizm ve siber suç yapılarıyla birlikte politik, finansal, enformatif veya dezenformatif, sosyokültürel araçları da temel alan silahsız mücadele yöntemleriyle şekilleniyor.
İşte bu nedenle...
Ekonomik güvenlik, enerji güvenliği, siber güvenlik gibi başlıkların, toplumun ve piyasaların davranış ve tercihlerini sevk ve idare etmeyi hedefleyen (iç-dış) organize işlerle birlikte ele alınması ve karşı tedbir geliştirilmesi hayati önem taşıyor.
Bu denklemin çözümü de bizi, karmaşık ve çoklu tehdit âleminde, "İstihbarat Teşkilatı'nın" etkinliği ve başarısına götürüyor.
***
Türkiye'nin, önümüzdeki dönemde melez tehditler kapsamında karşılaşması muhtemel problemlerin başında güney sınırlarımızda yoğunlaşan, ABD ve batılı ülkeler tarafından büyütülen terör örgütü ve devlet altı sistemler yer almakta.
Nitekim... Kırsalda tasfiye aşamasına gelen PKK terör örgütünün, (sözde varlığını ispat için) kent merkezlerinde hücre tipi yapılanmalar kurarak, eylemler düzenleme ihtimali hiçbir zaman göz ardı edilmemekte.
Hakkında kapatma davası devam eden HDP'nin, terör örgütü PKK'yı da ileri sürerek özellikle 2023 seçimleri öncesinde, militanlaşmış kitlesini sivil itaatsizliğe yönlendirerek toplumsal gerilimi tetiklemesi riski de ciddiyet arz etmekte.
FETÖ diasporasının Türkiye'yi, yurtdışında her alanda zor durumda bırakma amaçlı kirli enformasyon çabası da bir başka hibrit sorun olarak güncelliğini korumakta.
Hatta... FETÖ, PKK ve aşırı sol terör örgütlerinin seçim döneminde, çıkar amaçlı iş birliğine gitmesi seçeneği de de bir başka belâyı oluşturmakta.
Kritik bir diğer hibrit tehdit unsuru ise düzensiz göç ve sığınmacılardan üretilebilecek sosyoekonomik içerikli tansiyonu yükseltme kurgusu gibi durmakta.
Ayrıca... Metaverse vb. platformlar ile sosyal ağlarda internet kullanıcılarının, etkin denetim mekanizması olmaksızın birbirleriyle etkileşime girerek manipüle edilebilmeleri ve siber saldırıların hassas mekanizmaları kilitleyebilmesi de yeni gerçekliğin acımasızlığını teyit etmekte.
Ekonomik yıkıcı faaliyetler ve değişik nitelikteki yaptırımlar da hedef ülkenin gücünü zayıflatmak amacıyla hibrit savaş bağlamında kullanılabilmekte. (Bknz. Rusya'ya dönük kararlar ya da Türkiye'de yaşanan kur atakları!)
Özetle...
2023'te seçim dönemine girilecek olması nedeniyle, pek çok hasım unsurun hatta hainin Türkiye'ye karşı yürüttüğü hibrit tehditleri yoğunlaştırma çabası içerisinde olacağı çok açık.
Hibrit tehlikelerin tüm dünyada ağırlık kazandığı günümüzde bu sinsi oyunlara karşı koymada iki mühim unsur ön plana çıkmakta.
Birincisi, riski erkenden görüp, bertaraf eden veya edilmesini sağlayan Milli İstihbarat Teşkilatı!
İkincisi, algı operasyonlarına karşı uyanık olma, doğru bilginin gücünden yararlanma!
Milletin kararının; temiz, şeffaf ve arı/duru bilgi ile şekillenmesi ise demokrasimizin teminatı. Üstelik bu husus, güncel siyasetin de çok ötesinde!