Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

TSK’nın güncel görünümü

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Güler ve kuvvet komutanları ile birlikte, önceki gün Kış 2021 Tatbikatı'nı izlemek üzere Kars'ta idik. Azerbaycan ordusu ile ortaklaşa icra edilen tatbikat pek çok açıdan dikkate değerdi. Ancak ben, TSK özelinde birkaç kritik noktaya odaklanmak istiyorum.
Birincisi... 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra TSK'nın yeniden yapılanma süreci.
Bu başlık altında irdelenecek "iki husus" söz konusu. Bir yandan "sivil-asker ilişkileri", diğer yandan "ordunun kadro durumu, morali, imkan ve kabiliyeti"...
Öncelikle şunu vurgulamak gerekir ki...
Yaşanmışlıkların bize bir şekilde hatırlattığı, "Ordu+CHP=İktidar" formülü artık tarihte kalmış. Buna karşın, bugün bile bazı CHP sözcüleri "siyasete ayar veren asker" özlemini ima etmekten geri durmuyor. Bakan Akar'ın da vurguladığı gibi anayasal çerçevede MSB Cumhurbaşkanı'na, Genelkurmay da Bakana bağlı. Akar, "Elbette Cumhurbaşkanının direktiflerini dinleyeceğiz" mesajı verirken, bu durumun bir siyasallaşma zemini olmadığının da altını çizdi. Bir sistemin, hiyerarşinin işlediğini kaydetti.

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Ordumuzun genel görünümüne gelince...
FETÖ ihraçları sonrası kurmay kadrosunun yüzde 73'ünü kaybetmesine rağmen sınır içi ve sınır dışında müthiş özverilerini sahaya yansıtıyorlar. Deniz görevinde, sortide, kara operasyonlarında dur durak bilmeden, bölge ülkelerine parmak ısırtıyorlar. Allah hepsini korusun.
Ve tatbikatta gördüklerimiz...
Öncelikle; yerli ve milli savunma sanayinin önemini, İHA-SİHA teknolojisinin hayati değerini, Türk tankçı ve topçusunun isabet gücünü, komandolar ve mekanize piyade birliklerinin çetin doğa şartlarındaki dayanıklılığını bir kez daha yerinde müşahede ettik.
İkinci husus...
FETÖ'nün artçı şokları, kriptoları ve farklı yapıların TSK'ya sızma ihtimali ile ilgili...
Son olay, 2020 Şurası'nda generalliğe terfi ettirilen Serdar Atasoy'la ilgili. Bakan Akar, münferit olarak nitelediği bu örnek karşısında üç şey söylüyor... 1- FETÖ ile mücadele iradesi çok güçlü ve daim. 2- FETÖ unsurları melanetlerini ortaya çıkaramayacak duruma geldi. 3- Şura'da, MSB de Genelkurmay Başkanı da tek başına ne terfi ettirebilir ne de hak edenin terfisini engelleyebilir. Burada bir sistem işler; MİT, Emniyet kayıtları ve yargı kararları esas alınır.
Lakin...
İzahat böyle olsa da FETÖ bağlamında, bilhassa terfiler sırasında, ilgili ismin askeri öğrenciliğinden itibaren tüm komutanlarının tespit ve kanaatlerine tekrar tekrar bakılmasında fayda var.
Ayrıca...
FETÖ sonrası farklı grupların da TSK'ya sızabileceği iddiası bağlamında organize bir girişim tespit edilmiş değil. Hakkında bilgi ve belge olanlara da gereğinin tereddütsüz yapıldığı belirtilmekte.
Özetle...
1- Ordunun yedeği yoktur. Milli ordu bu ülkenin bekasının teminatıdır.
2- Seçilmiş Cumhurbaşkanına karşı konuşlanan ordu kurgusu söz konusu değildir. Olamaz da!
3- Sivil-asker ilişkileri, modern bir devlette olması gereken çizgiye oturmuştur, öyle de kalmalıdır.
4- MSB ve Genelkurmay, Cumhurbaşkanı ile açık ve net konuşabilmekte, her türlü seçeneği sunmakta, devlet aklı ile şekillenen Başkomutanlık direktiflerine de uymaktadır.
5- "Vur deyince vuracak, dur deyince duracak ordu!" aşamasına gelinmesi, hem Türkiye'nin hem de bölgemizin kaderinin kritik eşiğidir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA