Kovid-19 salgını ile mücadelenin sağlık, ekonomi, kamu düzeni ve eğitim ayağını eş zamanlı yöneten Türkiye, pek çok açıdan pozitif yönde ayrışmayı da başardı.
İlk şok dalgasının atlatılmasından sonra şimdi özellikli süreç başlıyor. Yeni normali, halk arasındaki bir benzetmeden esinlenerek yorumlayacak olursak...
"Türk gibi başla, İngiliz gibi devam et, Alman gibi sonuçlandır!"
Tehdit anlarında hızlı refleks gösteren halkımız, normalleşme sinyalleri aldığında rehavet ile cesaret arasındaki bir noktada gidip gelebiliyor. Ve her iki durum da nihai toplumsal maliyeti artırıyor. Yani, ilk günkü ciddiyet, kararlılık ve fedakârlıkla yol almak büyük önem taşıyor. Zira pandemi günlerinden siyasi ve ekonomik kriz türemesi için yanıp tutuşan, iflah ve ıslah olmaz bir grup içeride ve dışarıda pusudaki bekleyişini sürdürüyor...
***
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın koordinasyonunda,***
Kuşkusuz, mart-mayıs ayları arasındaki kritik günlerin ayrı ayrı siyasi ve bürokratik kahramanları, sağlık çalışanından sade vatandaşa uzanan yelpazede gurur abideleri var. Hepsini şükranla yad ederek hayatın -kontrollü de olsa- normalleşmeye başladığı şartlarda, "gençlerin ve genç işsizliği meselesinin" özel olarak ele alınmasının hayati derecede önemli olduğunu vurgulamak istiyorum. Halihazırdaki evrede, temel tüketim ihtiyaçlarının karşılanması ile çarkların dönmesi için açılan kredi paketleri yerinde ve gerekli. Evet, işletmelerin üretime dönmesi, iş yerlerinin açılması ciddi bir adım. Fakat beyaz yakalılardan başlanarak işletmelerin istihdama dönük farklı tedbirleri düşündüğü hesaba katılırsa, hane halkları da muhalif odaklarca kolaylıkla manipüle edilebilir. Gençlerin beklentilerinin yönetimi, umutlarının canlı tutulması, aynı zamanda ailelerin korunması, olası siyasi mühendislik faaliyetlerinin de bertaraf edilmesi anlamına geliyor.