Görünür gelecekte Türkiye siyasetinin, "uluslararası nitelik kazandırılmaya çalışılan Kürt nüfusu" üzerinden şekillendirilmek istendiğini öngörmek için kahin olmaya gerek yok. Türkiye-İran-Irak-Suriye sahasına yayılan Kürt kökenli halklara nüfuz eden emperyalist güçler için merkez ülkenin hangisi olduğunu söylemek de uzmanlık gerektirmiyor.
Türkiye'nin üniter yapısına dair hassasiyetlerini gözetir gibi yapan, Kürtlere de kendi kendisini yönetmeyi vaat eden senaryolara hazırlıklı olmanın önemi, Barış Pınarı Harekatı sırasındaki küresel tepkilerde çok net biçimde görülmüştür.
İşte bu nedenledir ki CHP ile HDP arasındaki ilişkilerin resmi ve gayri resmi boyutu, oldukça radikal sonuçlar üretmeye adaydır. CHP'nin kurduğu ittifakta, iktidara gelme hırsıyla sergilediği tavırlarda, dış merkezli planların ve bu noktadaki muhtemel sözlerin etkisi de göz ardı edilemez aşamaya ulaşmıştır!
***
Şimdilerde, 1991 Türkiyesi ile 2019 Türkiyesini karşılaştıranlar, çarpıcı sonuçlara ulaşıyorlar.
Merhum
Erdal İnönü, 28 yıl önceki seçim ortamında, kimsenin üstlenemeyeceği bir siyasi riski göze almış ve HEP ile işbirliği yaparak Kürt siyasetinin temsilcilerine TBMM çatısı altında meşru kanallar açmayı düşünmüştü. O tarihte ne Türk milleti ne Türk devleti ne de Türk siyaseti bu ölçüde iddialı bir hamleye hazırdı. Kürt kökenli aktörlerin de henüz yeterli siyasi olgunluğa ulaşmadığı aşikardı. O fırsat, terörü siyasetin ana aracı olarak düşünen odaklarca heba edildi. Sonrasında siyaset kurumu farklı savrulmalar yaşadı. Bilhassa sol politik hareket, Doğu ve Güneydoğu'da varlık gösteremez duruma düştü.
Derken...
2019 şartlarındaki ittifak arayışı, CHP'yi yöneten çevreleri HDP'ye yönlendirdi. Terörle arasına mesafe koymamakta ısrar eden, silahı ve şiddeti reddetmeyen HDP, Cumhuriyet'in kurucu partisinin (!) müttefiki oluverdi. Lakin bu ortaklaşmanın seyri, siyasi oportünizmle açıklanamayacak derinliğe iniverdi. CHP, giderek HDP'nin ipoteği altına girdi. Öyle ki seçim hedefli paslaşmayı aşan taahhütler yüzünden HDP, sıklıkla CHP'yi uyaran, emanet verdiği oylarını çekeceğini ilan eden, yani ayar veren güce erişti. CHP, HDP'yi merkeze çekmek bir kenara, aksine HDP'lileşmeye başladı!
Çözüm sürecinin, Suriye'nin kuzeyinde PKK içerikli kantonal yönetim modeli hayali ile felç edildiği biline biline CHP, yine kuzey Suriye'den ihraç edilmek istenen garnizon devlet planına ve Türkiye'ye dayatılmak istenen oyuna hakkıyla karşı çıkamadı.
Barış Pınarı Harekatı'nı engellemek isteyen ülkelere, petrolle ve Ortadoğu haritası ile ilişkilerine bakan herkes neden büyük gürültü koparıldığını gayet iyi anlıyor.
Unutmamak gerekir ki...
Zehirli ağacın meyvesi de zehirli olur. HDP kafası değişmez ama o HDP, CHP'yi dönüştürüverir!
NOT: Büyük Atatürk'ü, ölümünün 81. yılında şükranla yadediyoruz. Kurduğu Cumhuriyetin ve ilkelerinin, milletle demokrasiyle taçlandırılması için bugün verilen mücadeleyi çok önemsiyoruz...