Seçimin İstanbul'da yapılacak olması, Ankara'da devletin işleyişini arka planda bırakmamalı.
İstanbul seçimlerinin iptalini de kapsayan süreç, Türkiye'yi 6 ayı aşkın süredir yoğun politize ortamda tuttuğu için, bilhassa bürokrasi ciddi ölçüde refleks kaybına uğradı. Nitekim... Asli görevini layıkıyla ifa etmesi, milli proje üretmesi, yapısal reformlara odaklanması gereken kadroların günlük siyasi tartışmalara kapıldığı, hatta siyasetçinin yerine ikame olmaya çalışanlara bile rastlandığı bir gerçek.
Devlet demişken...
Genetik yapısı demokratik dönüşümden geçen kurumların, seçim dönemlerini fırsat bilerek alışılmış kodlarına dönme eğilimi gösterdiği, bazı sivil toplum kuruluşlarının ise alanının dışına taşarak eski alışkanlıklarına meylettiği Türkiye tecrübesi ile sabit.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile hedeflenen sistemik değişim henüz tamamlanamadığı için Ankara'da yönetsel alan boşluğu oluşmaması çok önemli bir husus.
***
Tamamıyla gözlem ve deneyime dayalı olarak söyleyebilirim ki...
Yargıda Birlik Platformu ile tesis
edilen denge ve sürdürülebilirliği ihmal
edilmemeli.
Önleyici güvenlik ve istihbarat
doktrininin dinamizmi her an göz önünde
bulundurulmalı.
Kanaat önderlerinin önerileri ile
varsa arayışları siyasetin ilgi alanında
kalmalı.
ABD baskısına karşın, Rusya'dan
S 400 hava savunma sistemi tedariki ile
Fırat'ın doğusuna operasyon seçeneği
gibi milli güvenliği şah damarından
ilgilendiren konularda
TSK'nın, homojen
tavır sergilemesi gereği hassasiyet
sınırlarında tutulmalı.
Ekonomide güven ve moral
artırıcı önlemler ışığında, Türkiye'ye
karşı sürdürülmekte olan finansal
operasyonların halka ve piyasalara
yansımaması için teyakkuz hali
korunmalı.
***
Geldiğimiz aşamada İstanbul seçimleri,
AK Parti'nin iç bünyesinin yeniden inşası, AK Parti kimlikli isimlerin alternatif faaliyetlerinin daha net açığa çıkması, etekteki siyasi taşların dökülmesi, devlete ve kurumlara ince ayar yapılması için de hayati neticeler doğurmaya aday!