Ekonominin, bilhassa istikrarın seçmen davranışı üzerindeki etkisi Türkiye tecrübesi ile sabittir. Son dönemde, kamuoyunu doğrudan ilgilendiren konuların yanı sıra, ekonominin derininde hissedilen sorunların birer birer çözüme kavuşturulması dikkate değer. Türk Telekom'un sahiplik belirsizliğinin aşılması, Doğuş Grubu'nun kredi yapılandırması, Ülker Grubu'nun müzakereleri son aşamaya getirmesi, gayrimenkul firmalarının bankalarla faiz yükünü paylaşarak finans kanallarının açılmasına öncülük etmesi önemsenecek gelişmeler. Aynı şekilde Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın özel çabası ile devlet iç borçlanma araçlarının çeşitlendirilmesi, KOBİ'lerin alacakları için sigorta sistemi kurulması, sermaye piyasalarını hareketlendirecek enstrümanlar üretilmesi de pozitif eğilimin devamı niteliğinde. Bazı özel ve yabancı bankaların sermayelerini takviye etme kararlarına, çok yakında kamu bankalarının yeniden sermayelendirilmesinin eklenecek olması da mühim bir hamle. Kurda dengelenme, enflasyonda ve faizde geriye gidiş, ABD ile ilişkilerin iyileştirilmesinin motivasyonu, ham petrol fiyatlarında aşağı yönlü görünüm, içeride akaryakıt fiyatlarında indirim...
Özetle süreç, ekonomiyi hem toparlayacak hem de canlandıracak tedbirlerin alındığını ve piyasaların doğru kararlara olumlu tepki verdiğini gösteriyor.