Milletvekilleri, parti grup yöneticileri, bakanlar, bürokratlar ve nihayet genel merkez yönetim kadrosu. Bu değişim zincirinin son halkasını da belediye başkanları oluşturacak.
AK Parti'nin bugün gerçekleşecek 6. Olağan Kongresi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte devlette başlayan büyük dönüşümün, siyasetteki karşılığını da ortaya koyacak.
Kongre'nin en kritik yönünü, Başkan Tayyip Erdoğan'ın, yeni dünya sistemine ve bu sistemde Türkiye'nin yerine ilişkin mesajları oluşturacak.
Washington- Ankara yüksek gerilim hattında yaşananlar, basit bir "ajan papaz sorunundan" ibaret olmadığı içindir ki Erdoğan 24 Haziran seçimlerindeki güven tazelemesini, bu kez AK Parti'nin yeni kurumsal mimarisi üzerinden -daha çokdışarıya karşı gövde gösterisine dönüştürecek.
***
Yeni hükümet sisteminin geçiş döneminin dikkat çekici yönlerinden birini de
"milletvekillerinin konumu" oluşturuyor. Kıdemli isimler kendilerini
"boşlukta" gibi hissederken yenilerin
"şaşkınlığı" yüzlerinden okunuyor. Tam da bu
nedenle AK Parti'deki yeniden yapılanma
sonrası yasama ile yürütme arasında
dönemin ruhunu uygun bir ilişki formatı
ortaya çıkacak. Örneğin, ilgili bakanlar
gündeme göre, MKYK veya MYK toplantılarına
davet edilecek. Parti genel merkezine
gelen talepler, eleştiri ve öneriler
ilk elden bakanlara iletilecek. Genel
Başkan Erdoğan'ın belirleyeceği birinci
başkan yardımcısı ise parti ile Meclis, parti
ile hükümet arasında köprü görevi üstlenecek.
***
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'nin ilk uygulamaları da gösterdi ki yürütmenin hızlanması, bürokrasinin azaltılması, farklı alanlardaki uzman isimlerin kamu yönetimine kazandırılması müthiş bir dinamizm yaratacak. Ancak hükümet etme gücünün sürekliliği için Meclis'teki dengeler ve sahanın nabzını tutan parti teşkilatlarının ağırlığı da büyük önem taşıyacak. Bir başka anlatımla, AK Parti'nin Ankara'daki varlığını tescil eden itici gücü, teşkilatlar ve yerel yönetimlerin performansıyla da doğrudan ilgili. AK Parti'yi farklı kılan yönleri,
"değişime olan inancı, adaptasyon kabiliyeti, karşılık beklemeden çalışan üyeleri, kibirden uzak, halkın günlük yaşamına dokunan belediyeleri" de oluşturdu.
Lakin...
Siyasetteki asimetri, yani rakipsizlik AK Parti'de de yer yer
"aşırı özgüven ve vasatizm" problemleri de üretti.
"Kibir, kamu imkanlarına yaslanma, ötekileştirme" türü rahatsızlıklar bazı noktalarda bünyeye girdi. Başkan Erdoğan'ın yüksek liderliği sayesinde negatif etkisi nispeten az hissedilen bu ve benzeri davranış sapmalarının önümüzdeki dönemde AK Parti içinde artık karşılık bulamayacağını net bir şekilde söyleyebiliriz. Neden?
Çünkü, lideri özveriyle çalışan, milletle el ele gönül gönüle yürüyen, kitleleri gerektiğinde fedakarlığa çağıran karakterde iken o liderin partisinin genetiği değişmiş siyasi organizma olması beklenemez.
Özetle...
AK Parti Kongresi; küresel sistemdeki değişimin ayak seslerinin duyulduğu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişte bir merhalenin daha aşıldığı, partinin fabrika ayarlarına dönüşüyle ilgili tartışmaların son bulduğu bir toplantı olarak tarihe geçecek.