ABD, Kanada, Hindistan, Fransa, Hollanda, Çin, hatta Hırvat enerji şirketleri oradaydı. Petrol ve gaz sahaları için anlaşma imzalamışlardı. Amerikalı Conoco Phillips, Occidental, Veritas, Improved Petroleum Recovery Group, Kanadalı Petro Canada, Tanganyika, Hindistanlı Oil and Natural Gas Corporation, Fransız Total, Hollandalı Shell, Çin Ulusal Petrol ve Gaz Geliştirme Şirketi ve Hırvat INA.
Tabii dikkate alınması gereken nokta şu ki... Suriye'deki petrol ve doğalgaz kaynaklarının büyük bölümü ülkenin kuzey doğusunda bulunmakta. Böylece, Amerikan Merkez Kuvvetler Komutanlığı'nın (CENTCOM) Menbiç'ten Deir ez Zor'a uzanan bölgede kalma ısrarı daha iyi anlaşılmakta.
DEAŞ'la mücadelenin Orta Fırat Havzası'nda sürdüğü iddiası ise terör örgütü YPG ile devam eden silahlı ilişkinin yeni gerekçesi (!) olarak ileri sürülmekte.
ABD'nin güncel ajandasında Suriye'deki siyasi geçiş dönemine odaklanmaktan ziyade, Suriye'de kurulacak rejimin, ülkenin kuzeyi ile ilgili iddiasını Washington'la müzakere etmesi, gücü ve doğal kaynakları paylaşması hedefi var. Hal böyle iken Türkiye'nin meşru müdafaa kararını kimse tartışmaya açamaz!