Yenilir yutulur olmayan sözler sarf ediyor. Yazılı açıklamalarına demir leblebi gibi cümleler yerleştiriyor. Yani... Alışık olduğumuz siyasi rekabet ortamında, tabanını diri tutmaya çalışıyor. Ama...
"Demokrasinin test edildiği anlarda" ismi ile uyumlu tavır sergileyebiliyor. O anlarda "Devlet" refleksini dışa vurabiliyor. Son olayda da öyle oldu. MHP lideri Bahçeli, Esenyurt'ta can kaybı ile sonuçlanan, hepimizin kınadığı kanlı eylem karşısında soğukkanlılığını korudu. Herkesi içine çekecek tehlikeli sürece işaret etti. "Demokrasinin kural ve ilkelerinden milim ayrılmayacağız. Tepkimizi sandıkta göstereceğiz!" dedi.
Meclis Başkanı da Başbakan da ana muhalefet de BDP de İçişleri Bakanı da çok olgun davrandı. Burası çok ama çok önemli. Esenyurt'ta "Türk-Kürt" gerilimini tetikleyenlerin, Şişli'de kalaşnikofla "sağ-sol" pususu kuranların çok yakında Güneydoğu'da sahne alması muhtemel! Türkiye, kritik bir seçime doğru yol alırken sandığı manipüle edebilecek onlarca senaryo yedekte tutuluyor. İktidarların "seçimle gelip, seçimle gideceği" gerçeğini içine sindiremeyen ikiyüzlü odaklar boş durmuyor. Böylesi sinsi ortamlarda, siyasi çıkarlarını değil, ülkeyi düşünenler değer kazanıyor.