5 Kasım seçimlerinden beri bütün siyasi tartışmaların gelip dayandığı nokta aynı:
20 Ocak'ta göreve başlayacak olan Trump'la birlikte nasıl bir dünyaya uyanacağız?
Zira şu an bölgemizde ve dünyada ağzımız açık izlediğimiz ani değişimler sadece fragman. Film daha başlamadı.
Trump'ın yaptığı sansasyonel açıklamaların bir kısmı rakiplerini şimdiden pozisyon almaya zorlamak için. Ancak yine de ezber bozacağı ve küresel dengeyi sağlam sarsacağı kesin. Böyle bir atmosferde, pek çok siyasetçi ve politika yorumcusu geleceğin bilinmezliklere dolu olduğunu çünkü Trump'ın öngörülemediğini söylüyor. Geçen dönem Ukrayna'dan Gazze'ye, Kafkasya'dan Suriye'ye hangi coğrafyada neyi öngörebildiler meçhul ama olan bitenden memnun olmalılar ki değişecek diye karamsarlar.
Ben değilim. Çünkü;
1- Trump, bir aylık ömürleri kalan demokrat maskeli kuklalar gibi Türkiye'den, Doğululardan, Müslümanlardan kategorik olarak nefret etmiyor. Daha doğrusu bu mevzular umurunda bile değil. Hayatı, ticareti ve siyaseti bu kodlarla okumuyor. Dolayısıyla kendisiyle daha rasyonel bir zeminde diyalog kurulabilir.
2- 11 Eylül saldırıları sonrası paradigma değiştiren ABD müesses nizamı kendisinden kelimenin tam anlamıyla "nefret" ediyor. Pek çok Amerikalı gibi ben de sağ kurtulduğu suikast girişiminin arkasında yaşadığımız coğrafyayı kan gölüne çeviren "derin devletin" olduğunu düşünüyorum. Bu durum bile başlı başına Trump'a sempati duyma sebebi.
3- Trump'ın önümüzdeki dönem mücadelesi, ABD'nin 2001'den beri uyguladığı ancak astarı yüzünden pahalıya gelen "İslami terör" gibi umacılarla olmayacak. Çünkü ABD'deki kara deliliğin gerçek nedenlerini biliyor. Örneğin Avrupa ülkelerinin NATO'dan aldıkları hizmete karşı yaptıkları katkıyı az bulduğunu defalarca ifade etti. Birkaç gündür de gaz ve petrolü ABD'den almazlarsa yeni gümrük vergilerini getireceğini söylüyor. Trump'ın Verimlilik Bakanı olacak Elon Musk, Tesla'yla, otomobil sektörüyle soluk alan Almanya'yı şimdiden fena vurdu. Kısacası asıl Avrupa'yı zor günler bekliyor. Bir de Trump'ın Başbakanları Trudeo'ya "eyaletimiz olun" teklifi yaptığı Kanada gibi "asalak" devletleri.
4- Trump'ın kendisinin de ifade ettiği üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan'la olan diyalogu büyük şans. İki liderin birbirini iyi tanıması, daha önce birbirlerini tartmaları, olası kriz anlarında pratik çözümlerin bulunmasını kolaylaştıracaktır.
5- Bizim muhalefetin Trump'ın Erdoğan'la olan diyaloğundan ötürü karalar bağlaması, askeri darbe girişimi dahil Türkiye'deki her türlü entrikanın içinde olan eski yönetimin gidişine ağıt yakması da başlı başına umudumu arttıran bir faktör.