Hangi televizyonu, gazeteyi açsak Gülse Birsel'e denk geliyoruz. Dizileri, filmleri her yerde. Akbank'ın, Supradyn'in, Samsung'un, eldivenden merdivene daha birçok markanın reklam yüzü. Şehirlerimizdeki billboardlar onun resimleriyle süslü. İşleri tıkırında.
Hakkıdır. Çalışkan ve zeki biri.
Ancak başlıkta bahsettiğim, hanımefendinin "çekimleri" değil. Bir süre önce İngiltere'de ödül aldığı bir etkinlikte yaptığı konuşmaya denk geldim. Şunları söylemiş:
"Bildiğiniz üzere ben bir komedi yazarı ve komedyenim. Ama son yıllarda Türkiye'de işim giderek zorlaşıyor. Çünkü ülkemizde bir şeye gülmek giderek zorlaşıyor. Bu yüzden bir dahaki sefere buraya geldiğimde gülünecek daha fazla şey olmasını ve Türkiye'de daha fazla barış ve birinci sınıf demokrasi olmasını umuyor ve diliyorum. Bu akşamın tadını çıkartın, teşekkür ederim. Parlamentonun üyeleri lütfen oturma iznini düşünün."
Meğer Gülse Hanım, Türkiye'ye ne zor tahammül ediyormuş, neler çekiyormuş da farkında değilmişiz.
Ama bu durumundan habersiz olmamız bizim suçumuz değil.
Zira eserlerinde yurtdışına çıkınca ifade etme ihtiyacı duyduğu Türkiye'deki "derin zulümden" bahsettiğine hiç şahit olmadık.
Yabancılar belki yer ama bu ülkede yaşayan aklı başında herkes, Birsel de dâhil, muhalif takılmanın bir ünlü için sorun teşkil etmediğini bilir. Aksine bu tavır piyasada tutunmanın ilk şartıdır. Televizyonlara bakın; dizilerde, reklamlarda oynayan, yarışma programı sunanlar arasında "Gezici" olmayan ünlü var mı? AK Parti'ye yakın görünme hatasına düşen bir sanatçıysanız da camiadan aforoz edileceğinizi söylememe sanırım gerek yok.
Gülse Hanım'ın "birinci sınıf demokrasi"den kastı da yerel seçimlerde sandıktan birinci parti çıkan CHP'nin bir türlü genel seçimleri kazanamaması olsa gerek. Ama bu da Türkiye'nin demokrasisiyle değil sanatçımızın partisi CHP'nin performansıyla alakalı.
Hepsini geçtim, sanatçımız Türkiye'de yolunda gitmeyen şeyleri İngilizlerin gelip düzelteceğine mi inanıyor? Öyleyse lütfedip nasıl olacağını da bir anlatsın? Çözümü ecnebilerin Türkiye'ye ambargo uygulamasında mı görüyor yoksa "barış gücü" göndermelerinde mi?
Evet, Gülse Hanım ve türevleri, Kapıkule'den çıkınca kendilerine makam, mevki, şan, şöhret, para pul vermekten başka bir şey yapmayan Türkiye'yi, Afganistan, İran gibi anlatmanın geçer akçe olduğunu biliyorlar. Bir bedeli olmadığı için de peynir ekmek yer gibi kendilerini el üstünde tutan Türk halkına büyük haksızlık ediyorlar.
Bu arada merak ediyorum, İngiliz parlamentosunun üyeleri, bir üçüncü dünya ülkesinden geldiğini söyleyip kendilerinden oturma izni dilenen komedyenin performansını nasıl değerlendirdiler? Aradan epey zaman geçti, kendisine bir kolaylık gösterdiler mi?
***
ERDOĞAN'A DEĞİL TÜRKİYE'YE MUHALİFLER
ABD, ayağına heyet gönderdiği Colani'nin başına koyduğu 10 milyon dolarlık ödülü kaldırdı.
İngiltere, Fransa, Almanya, Şam'dan çıkmıyor. Rusya bile temas arayışında.
Ama CHP'ye göre MİT Başkanı'nın Colani'yle görülmesi büyük bir suç, hatta ihanet.
***
İDARE EDİN, SİYASAL NUSAYRİCİLERİN MORALİ ÇOK BOZUK
Almanya'da Suudi Arabistanlı bir hekim olduğu açıklanan manyağın teki otomobiliyle Noel pazarına daldı.
Korkunç olayda hayatını kaybedenlerin cesetleri henüz yerdeyken bizdeki siyasal Nusayriciler faturayı hemen malum adrese kesiverdiler.
Atatürkçü numarası yapıp ahaliyi kekleyen ancak profil fotosu bile "FETÖ'cüyüm" diye bağıran bir sosyal medya karaktersizi de aynen şunları yazdı:
"Bunların okumuşu böyleyse bizdekiler nasıldır?"
Gelin görün ki saldırgan Talib Abdulmuhsin, sosyal medya hesaplarından anlaşıldığı kadarıyla katıksız bir İslam karşıtı, aşırı sağcı ve siyonizm destekçisi. Kısmen Türkiye topraklarını da kapsayan sözde büyük İsrail haritasını paylaşmış; göçmen karşıtı faşist Wilders'ın sıkı bir hayranı.
ABD geçici hükümeti, güya devirmeye çalıştıkları Esad gidince PKK işsiz kalmasın diye yeniden DEAŞ masalını tazeledi ya... Türkiye, Suriye'de kazanıyor diye moralleri fena halde bozuk olan devşirmeler de efendilerine ellerinden gelen desteği böyle veriyorlar işte.
***
SURİYE'DE HER ŞEY OLABİLİRMİŞ
Suriye'de ortaya çıkan tablo Türkiye'nin lehine görünüyormuş ama ileride işler sarpa sarabilirmiş.
Baksan sen, ne analiz ama!
Mümkündür, olabilir. Neyin garantisi var ki?
Ancak bu ihtimalden kaygılanan biri ne yapar? İşler yolunda gitsin diye çaba gösterir değil mi?
En azından bölgedeki dengeler Türkiye'nin aleyhine dönsün diye uğraşanların argümanlarını tekrar etmez.