Vasat bir performans sergilediğimiz Paris'teki Yaz Olimpiyatları'nın ardından konuşan Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, "Biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak, spor federasyonlarımıza en üst düzey imkânları sunduk. Sağladığımız bu imkânlar, dünyanın pek çok ülkesinde yok. Bunu sadece biz değil uluslararası tüm spor kamuoyu söylüyor. Buna rağmen; bu imkânları doğru ve verimli kullanamayan federasyonlar bunun hesabını verecektir" dedi.
Bakan hangi federasyonları kastediyor net değil. Zira sayabildiğim kadarıyla 70'e yakın federasyon var.
İngiltere'de var mı bilmiyorum ama Hindistan'dan dönen İngiliz subaylarının 1800'lerin sonunda moda haline getirdiği badmintonun bizde federasyonu var. Ragbiden curling'e, wushu'dan bocce bowling dart'a hiçbir "spor dalı" atlanmamış. Oryanting Federasyonu'na kadar gelindiği ve başka disiplin kalmadığı için olsa gerek "Herkes İçin Spor" adıyla bile federasyon kurulmuş.
Ama sanmayın ki, geleneksel yakan top, çuval yarışı, halat çekme, mendil kapmaca, tombuk oyunu, seksek oyunlarımız unutulmuş... Çocuk Oyunları ve Spor Kulüpleri Federasyonu da o işe bakıyor.
Her federasyonun başkanı, yönetim kurulu, diğer kurulları ve basın koordinatörü falan var. Sağlam bürokrasi. Kâğıt üstündeki resmi kuruluş şemasına bakılırsa Edirne'den Kars'a memleket spora boğulmuş durumda. Hiçbir eksiğimiz yok.
Spor Bakanı, "Dünyanın hiçbir yerinde yok" dediği imkânların binde birini, Ahmet Hamdi'nin Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nden hallice bu federasyonlar yerine mesela Van Gölü'nde saçları sodadan sapsarı olana kadar yüzen çocuklara tanısa, birkaçının elini doğrudan tutsa su sporlarında bir iki altın cepte.
***
ŞİMDİKİ AKLIM OLSA YİNE AYNISINI YAPARDIM
Dün Yükseköğretim Kurumları Sınavı yerleştirme sonuçları açıklandı. Artık pek çok üniversite var, herkes bir yere girmiştir mutlaka.
Türkiye'de üniversitelerdeki öğrenci sayısının 8 milyonu aştığı yıllar oldu. Şimdi 7 milyon civarında öğrencimiz var.
Türkiye ile aynı nüfusa sahip olan Almanya'da üniversite öğrencisi sayısı 3 milyon.
Türkiye, Avrupa'da açık ara birinci.
Ancak hâlâ üniversite eğitimin iş garantisi getireceğini düşünenler yanılıyor. Eurostat'ın verilerine göre yükseköğretim mezunlarının işsizlik oranında Türkiye yüzde 9.8. AB ülkelerinin ortalaması ise yüzde 3.9.
Tıp ve bazı mühendislikler dışında üniversitelere ilginin piyasada karşılığı yok.
Herkesin kendi parası, zamanı... Kimseye akıl vermek bana düşmez. Nasihat edecek yaşta da değilim ama okul sayısının sınırlı olduğu, özel üniversitelerin parmakla sayıldığı zamanlarda öğrenciydim. Ve basın yayına girer girmez kendimi piyasaya attım. Sektör dergileri de dâhil maaşa bakmadan çalıştım. İyi ki de öyle yapmışım. Hem pratiğin okuldaki derslerden daha çok işe yaradığını gördüm hem de bizim sektörde diplomanın değil deneyimin geçtiğine şahit oldum.
Hedef akademik kariyerse başka. Ancak üniversite ısrarında amaç piyasada iş bulmaksa hayal kırıklığına uğramamak için Umberto Eco'nun "Modern üniversiteler, işsizlik sorununun saklandığı park alanlarıdır" sözünü akıldan çıkarmamak lazım.
***
OLAN YİNE EMEKLİYE OLDU
Eskişehir'de 18 yaşındaki Nazi sempatizanı olduğunu söyleyen Arda Küçükyetim, Telegram kanalında bir manifesto yayımladıktan sonra çay bahçesinde oturan 5 kişiyi bıçak ve baltayla yaraladı.
Manifestoda "Pis Yahudiler", "Eski planımda TKP binasına saldırmayı amaçlıyordum", "Umarım bunlar ile yeteri kadar böcek temizleyebilirim", "Ailemle aram hiç iyi olmadı", "Göçmen kayıt merkezine EYP yerleştir ve havaya uçur", "Göçmen evlerini hedef al ve hepsini ortadan kaldır" gibi ifadeler var.
Tutuklanan saldırgan Kürtlerden nefretle bahsederken, Yeni Zelanda'da cami basan Tarrant ve Norveç'te gençlik kampını basan Breivik için ise "aziz" diyor.
Belli ki sanal âlemde vakit geçirmekten zombileşmiş. İyi de arkadaş onca hedef gösterdikten sonra faturayı niye çay bahçesinde oturan emeklilere kestin? Baksanıza yaralananların tamamı yaşlı başlı insanlar.
***
X FARE DOĞURDU
Trump geçen gün Elon Musk'la Twitter'da sohbet odasındaydı. Beklendiği kadar izlenmedi; çünkü sıkıcıydı.
Sohbette söylediği tek ilginç şey, Time'ın kapağına bastığı Kamala Harris portresini eşi Melani'ye benzetmesi ve güzelliğine iltifat etmesi oldu.