Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Küresel şirketler ulus devletlere karşı

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Instagram'ın açılmasıyla birlikte Alaçatı sokaklarındaki yoğunluk misliyle katlanmış. Bir haftadır fotoğrafını paylaşamayacakları için lokantaya, dondurmacıya gitmeyenler, yasağın kalktığı ilk dakikalardan itibaren "yaşasın özgürlük" diyerek esnafın yüzünü güldürmüşler.
Mutlu sonla bitmiş gibi görünen bu trajik manzara, küresel iletişimin yeni mecralarında tekel olmuş şirketlerin gücünün göstergesidir.
Dünyanın her yerinde telefon ekranıyla hipnotize edilmiş yığınları yeri zamanı gelince mobilize edebiliyorlar.
Twitter'a 44 milyar dolar gömen Elon Musk'un devletlerle kavgaya tutuşması bu özgüvenin eseri. Venezuela'da darbe çağrısı yapan Musk, iki gündür de Birleşik Krallık'la papaz.



Çünkü İngiltere'nin İşçi Partili yeni Başbakanı Keir Starmer, günlerdir ülkeyi kasıp kavuran ırkçı sokak eylemlerini sosyal medya platformlarının körüklediğini söylüyor.
Haklı da. Zira Southport kentinde 29 Temmuz'da 17 yaşındaki saldırganın 3 çocuğu öldüğü, 8'i çocuk 10 kişiyi de yaralandığı bıçaklı saldırının ardından ülkede ırkçı protestolar başlamıştı.
Sosyal medyada saldırganın göçmen ve Müslüman olduğu iddiaları yayılmaya başladı. Camiler yakıldı, Müslümanların, göçmenlerin evleri basıldı. İşyerleri yağmalandı.
Çok geçmeden saldırganın Hristiyan olduğu doğrulanmıştı ama nafile... Olaylar hâlâ artarak devam ediyor. Çünkü Musk'ın X'i, insanları infiale sürükleyecek, teyit edilmemiş iddiaların yayılmasını "ifade özgürlüğü" kapsamında değerlendiriyor. Hatta Liverpool kentindeki ayaklanmaya ilişkin bir videonun altına "iç savaş kaçınılmaz" yorumu bile yaptı.
Ara ara "Maşallah" dediğimiz Musk'ın parmağındaki yüzükten başı bu kadar dönmüşse, diğer sevimsizlerin halini varın siz düşünün.
Bu arada Musk'ın Venezuela'yla derdinin elektrikli arabaları için lazım olan lityum madenleri olduğunu biliyoruz. Acaba İngiltere'yle derdi ne dersiniz? Yine aynı mesele mi, lityum mu?

***



MESELE LİTYUM, SEN HÂLÂ ANLAMADIN MI?
İkinci Dünya Savaşı'nın fitilinin ateşlendiği Sırbistan'ın sokakları yine karışık. Ülke sokaklarında ülkede açılması planlanan lityum madenleriyle ilgili kitlesel protestolar var.
Birkaç ay önce "büyük çatışma kaçınılmaz" çıkışıyla gündeme gelen Cumhurbaşkanı Vucic, Rus istihbaratı tarafından Batı destekli bir darbe yapılabileceği konusunda uyarıldığını söylüyor.
Ne var ki, son dönemde Vucic'in izlediği denge politikasına bakınca Sırbistan sokaklarındaki lityum madeni karşıtı göstericileri herkes organize etmiş olabilir.



Doğru, Vucic, Putin'in en iyi müttefiklerinden. Geçtiğimiz aylarda ülkesine resmi ziyarette bulunan Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile yaptığı ortak basın toplantısında da Çin'in son 3 yıldır Sırbistan'daki en büyük yatırımcı olduğunu vurguladı. "Sırbistan'ın savunması bugün Çin'in desteğiyle daha güvenilir" dedi.
Ancak Sırp Cumhurbaşkanı, geçen ay Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile Belgrad'da bir araya gelerek ham madde, elektrikli araçlar ve batarya üretimi konusunda stratejik mutabakat zaptı anlaşması imzalamıştı.
Çin'e ve Almanya'ya lityum sağlayacak madenin sahipleri de İngilizler. Avrupa Birliği de işin içinde. Hatta çevrecilerin ağzını tıkayacak yeşil raporlar da alınmış.
Evet, konsorsiyumda bir tek ABD yok. Ya da daha doğru bir ifadeyle lityuma hücum halinde olan Elon Musk.
Olaylar, Vucic'e denge politikasında işin içine İngilizleri katacak kadar ileri gitmemesi için Putin'den bir mesaj da olabilir pekala.

***


LİTYUM NEDEN ÖNEMLİ?
Elektrikli araçlarla birlikte bu araçların pillerinde kullanılan lityum, nikel, kobalt gibi ürünlere ihtiyaç arttı. 2030 itibarıyla Çin, Avrupa ve ABD'deki araçların yaklaşık yüzde 60'ı elektrikli olacak. Uluslararası Enerji Ajansı (UEA), 2040 itibarıyla lityuma talebin 2020'ye göre 40 kat artabileceği öngörüsünde bulunuyor.
Çin'in lityum işleme fabrikaları ve pil üterimi açısından dünya pazarında baskın durumda. Ancak pazarı besleyecek lityum kaynaklarının gün yüzüne çıkarılmaması halinde tedarik zinciri çökebilir.

***


ESKİDEN KİMLER SEVİNİRDİ?
Trump dün "Yoldaş Kamala ve Yoldaş Walz kazanırsa, pembe saçlı Marksistler, sapıklar, bayrak yakanlar, uyuşturucu ve insan kaçakçıları ve Hamasçılar sevinecek. Kazanırsam polisler, itfaiye memurları sevinecek" diyordu. Hey gidi günler, eskiden bizde bile Trump kazandığında sevinenler oluyordu. Şimdi sadece polisler, itfaiye memurları.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA