Putin'in Suriye Özel Temsilcisi Aleksander Lavrentiev dün Şam'daydı. Esad'la baş başa görüştü.
Esad görüşmede, "Suriye, Suriye Devleti'nin tüm toprakları üzerindeki egemenliğine saygıya ve terörizmin tüm biçimleri ve örgütleriyle mücadeleye dayalı olduğu sürece Suriye-Türkiye ilişkilerine yönelik tüm girişimlere açıktır" dedi.
Türkiye'yi Ukrayna krizinde Batı Bloku ile Rusya arasında durduğu dengeli pozisyonda tutmaya çalışan Kremlin, belli ki Suriye kartını açmaya karar verdi. Kuşkusuz İsrail ile Lübnan'daki Hizbullah arasında başlayan karşılıklı saldırıların Suriye'deki dengeleri değiştirecek olması da bu kararda etkili oldu.
Esad'ın ardından Lavrentiev'in, "Arabuluculukların başarısı için koşulların her zamankinden daha uygun olduğunu görüyoruz. Rusya müzakereleri ilerletmek için çalışmaya hazırdır. Amaç, Suriye ile Türkiye arasındaki ilişkileri yeniden tesis etmeyi başarmaktır" şeklindeki açıklaması yeni sürecin açık işareti.
Ankara'nın da bir süredir Şam yönetimiyle arka kapı diplomasisi yürüttüğünü biliyoruz ama işin gelip düğüm olduğu nokta belli.
Esad, Davutoğlu'nun başbakanlığı döneminde ABD'nin peşine takılıp üzerine gelindiğini unutamadı. Ancak şu an Davutoğlu'nun o dönem nasıl bir amaca hizmet ettiğinin en çok farkında olan kişi Cumhurbaşkanı Erdoğan. Esad bu durumu, Suriye sınırında uçakları düşürüldüğünde ve büyükelçileri Ankara'da suikasta kurban gittiğinde bile soğukkanlılığını kaybetmeyen Ruslara da sorabilir.
Esad artık anlamalı... Türkiye'nin Suriye'yle bir sınır sorunu yok. Hatay meselesi çözüleli 85 yıl oldu. Şam'ın aksine Türkiye'de hiç kimse Suriye'den toprak alınmasını istemiyor.
Türkiye'nin sınırının birkaç kilometre ötesindeki geçici varlığı ise son tahlilde Suriye'nin toprak bütünlüğünü koruyor. Bu sırtımızda bir yük. Türkiye o bölgede olmasa, ABD destekli PKKYPG'nin liderliğindeki koalisyon, ülkesinin bir bölümünü tamamen alacak. Baksanıza Türkiye ilk girişime engel oldu ama ağustosta adamlar yerel seçim yapmaya hazırlanıyorlar.
Esad'ın toprak bütünlüğü hatırlatmasını, bu oluşumu engellemek için mücadele eden Türkiye'ye yapması takıntı değil de nedir?
Topraklarında yapılan PKK-YPG'nin seçimlerine yönelik hâlâ bir açıklama yapmayan Esad, yoksa ABD'nin tetikçisi örgütlerle diplomasi geliştirmeyi, Kremlin'e paralel hat çekmeyi mi planlıyor?
Eğer hedefi buysa daha dün Fransa'nın hakkındaki yakalama kararını onamasına ne diyor? Topraklarındaki bölücülerin iplerini elinde tutan Batı'ya adım bile atamayacağının, günün sonunda tutunacağı, ilişki kurmaya mecbur kalacağı yegâne ülkenin Türkiye olduğunun farkında değil mi?
***
JULİAN ASSSANGE ANLAŞMASI
ABD'nin, ipliğini pazara çıkaran Julian Assange ile yaptığı anlaşmanın ne olduğu tartışılıyor. Öyle ya ne oldu da bir anda 15 yıldır hayatını zindan ettikleri Assange'ın özgür bir adam olarak ülkesine dönmesine ikna oldular.
ABD medyasında yer alan iddialara göre Assange, peşini bırakmaları karşılığında Wikileaks'ten 20 bine yakın e-postayı sildi. İçerikler Demokrat Parti'nin bazı ünlü isimlerine dair ifşalardan oluşuyor.
Biden yönetimin kasım seçimleri için vermeyeceği taviz yok.
***
BOLİVYA HALKI DA AFFEDERSİNİZ...
Çarşamba gecesi Sebep Sonuç'ta ABD'nin elektrikli otomobil ve akıllı telefonlarda ihtiyaç duyduğu lityum yataklarına sahip olan Bolivya'daki darbe girişimini canlı canlı sizlere aktardık.
2019'da halkçı Eva Morales'i bir darbeyle indirmeyi başaran ABD bu kez başaramadı. Eski başkan ile 20 gün önce BRICS'e girmek için Moskova'ya gidip Putin'le görüşen Devlet Başkanı Luis Arce halkı sokağa çağırdılar.
ABD'ye karşı ülkelerini savunmaya iman eden Bolivyalılar da 15 Temmuz gecesini anlatan Erdoğan'ın dediği gibi, "Sırtlarındaki tişörtleri tankların egzoz borusuna affedersiniz tıkamak suretiyle" ABD'nin lityum darbecilerini kışlalarına postaladılar.
Bolivya'da darbeciler devlet başkanının evinin kapısına dayanınca heyecanlanan ve "Gecesi gündüzü yok bu işin, asker yeter ki karar versin, önünde kimse duramaz. Hadi gelsinler de iman gücüyle tankın egzozunu atlet ve külotla tıkasınlar da görelim. O iş ancak çakma 15 Temmuz'da olur" tweetleri atan kripto soytarılar da inlerine geri döndüler.