Kuzey Irak'ta teröre karşı gerçekleştirilen harekatta 12 askerimizin PKK tarafından şehit edilmesi üzerine aynılar yine aynılar, ayrılar ayrı yerde toplanıyor. ABD'nin açık bir aparatı olan örgüt vurunca ama'lı cümleler kuranların, üçüncü yol arayışlarına girenlerin son tahlilde düştükleri saf PKK'nın yanı. Tıpkı PKK'ya bakınca ABD'yi, İsrail'i, küreselci koalisyonu görenlerin, farklı dünya görüşlerini vestiyere asıp bir araya gelmesi gibi. Yine bir seçim öncesi adını değiştirip DEM'de karar kılan PKK'nın yasal partisi ise aradığı motivasyonu bulmuş gibi heyecanlı görünüyor.
DEM Eş Başkanı ve TSK hakkında kritik kararlar alan TBMM'nin üyesi Tuncer Bakırhan'ın, 12 askerin şehit düştüğü gecenin sabahı ağzından çıkan şu sözlerin başka izahı var mı: "Kürt sorunu devam ettikçe Tekirdağlı da Trabzonlu da rahat olmayacak. Ne Dersim'de ne Türkiye'de huzur, umut, demokrasi olur." "Güvercin" diye aklımızda kalan Bakırhan'ın bile bir anda Kandil şahinine dönüşmesi, PKK'nın silahla verdiği mesajın çığırkanlığı yapması yine aynı kumarın hazırlandığının göstergesi. Evet, 2024 ABD seçimleri öncesi bölgemizde gündemin terör olacağına dair güçlü emaraler beliriyor. Kumar masalarına alışanların bu yolun çıkmaz sokak olduğunu, hiç bir kazanç elde edemeyeceklerini anlamaları için daha kaç kere denemeleri gerekiyor? Peki ya hep bu kumarbazlara oynayıp herkesten önce huzurlarını kaybeden bölge halkı? Aldığı onca oya rağmen hala siyaseti silaha tahvil edenlere sandıkta ders vermek için onlar daha neyi bekliyorlar?
***
MİLLİ YAS DÜŞMANI SEVİNDİRMEZ Mİ?
PKK'nın saldırısından sonra muhalefetten "Milli yas ilan edilsin" talepleri yükseliyor. Afet, büyük kazalar vs. gibi durumlarda milli yası anlıyorum.
Ancak sahada düşman unsurlarıyla çarpışan ordunun verdiği kayıpların ardından yas ilan edilmesi karşı cepheyi güçlendirmez mi? Görüşlerini aldığım askeri kaynaklarım da daha önce PKK'yla verilen mücadelede şehit düşenler için yas ilan edildiğini hatırlamıyorlar.
***
GÖZLER BORSADA
Geri dönüşlerden, borsadaki depremin arka planıyla ilgili dünkü yazımda doğru sorular sorduğumu görüyorum. Borsadaki manipülatörleri korumak, gizlemek için işi siyasete bağlamaya çalışan muhalif basının bu sorularının üzerine gitmemesi de pek çok kişinin ayılıp "Kimler kimlerle beraber" diye sormasının yolunu açmış.
Bundan sonra piyasada "halkın adamı" pozları kesmekte zorlanacakları kesin. Tüm gözler borsada olacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dikkat çekmesiyle birlikte borsanın hafta içinde daha sakin bir bir seyir izlemesi bekleniyor. Olan oldu, giden gelir, gelen gider. Önemli olan bu depremden çıkartacağımız dersler. İlki de şüphesiz borsanın "oyun" olmadığı.
***
PKK'YA "ÖZEL" BİLDİRİ
TBMM'de grubu olan Ak Parti, MHP, İyi Parti ve Saadet Partisi PKK'nın son saldırılarına karşı Türkiye'nin kararlılığını deklere etmek için ortak bir bildirinin altına imza attılar. Özgür Özel'in CHP'si ise teröre karşı bu mutabakata katılmadı. Genel Başkan "özel" bir bildiri yayınlama ihtiyacı duymuştu.
İki metni de okudum. Özgür Özel'in ilk metindeki hangi ifadeden rahatsız olduğunu tam anlayamadım. Kendi yazdıklarında PKK'nın adı geçmiyor mesela... Sebep bu mu? Zira Özel, geçtiğimiz günlerde DEM Eş Başkanı tarafından kürsüde "Eş başkanımız" diye takdim edilmişti. Hassasiyeti, yaklaşan yerel seçimler öncesi havayı bozmamak için mi? DEM seçmenin oyuna giderken evdeki yurtsever CHP'lilerin oyundan olmasın da..