Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özbekistan'dan döner dönmez Riyad'a uçtu. Filistin için toplanan 8'inci Olağanüstü İslam Zirvesi'ne katıldı.
Yine en öndeydi. Yine en net o konuştu. Sorumluların ve sorunluların ismini açıkça telaffuz etmekten çekinmedi.
Filistin halkıyla dayanışmak için tek bir eylem bile yapmayıp dünya soluyla, enternasyonalizmle alakaları bile olmadığını kanıtlayan muhalefetse zirvede verilen aile fotoğrafıyla meşgul.
Erdoğan, Esad'la "neredeyse" yan yana durmuş.
Yine ABD olmadan bir diyalog zemini oluşuyor ya, NATO'salcıların huzurları kaçıyor tabii.
Zirvede Erdoğan ve Esad'ın temasına dair bir bilgi yok. Ama keşke olsa...
Bu ne kadar zor görünse de, ABD'nin doğrudan hedefi olan bir coğrafyadaki komşuların geçmişin üzerine bir sünger çekmekten başka şansları yok.
***
ZUCKERBERG VE MUSK'IN İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KARNESİ
Facebook, Instagram, Twitter... Pandemide ne kadar sosyal medya platformu varsa sınıfta kaldı. Eleştirel yazılara, bilimsel tezlere açık açık sansür uyguladılar.
İfade özgürlüğünü sınırlandırıp, yola çıkarken vaat ettikleri "bilginin mülkiyetsiz serbest dolaşımının" masal olduğunu açık ettiler.
ABD seçimlerinde ise iyice gemi azıya aldılar. Başkan adaylarından birinin hesabını kapattılar. Diğer adayın oğluyla ilgili iddiaların dile getirilmesine bile izin vermediler.
Elon Musk'ın Twitter'ı (yeni adıyla X) almasıyla birlikte tekel kısmen kırıldı. Kabul edelim, İsrail-Filistin savaşında dünya kamuoyunun olan biteni görüp faşizmin karşısında konumlanmasında Musk'ın X'i kısmen özgürleştirmesinin payı büyük.
Twitter eski sahiplerinin elinde olsa, İsrail'in 4000'den fazla çocuğu öldürmesine gerekçe bulmaya çalışan New York Times'tan, Washington Post'tan hiçbir farkı olmazdı.
Küreselcilerin sadık çocuğu Zuckerberg'se daha önce mahkemede itiraf etmek zorunda kaldığı tetikçiliğe devam ediyor. Sahibi olduğu Facebook, Instagram, İsrail yanlısı olmayan tüm hesapların paylaşımlarını gömüyor. Bir aydır Filistin-İsrail savaşıyla ilgili yazılarımı paylaştığım hesabım adeta donduruldu.
Muhtemelen yine fişlendik ve bir kara listeye daha girdik.
Sağlık olsun.
Gelelim notlara... Bakışsız, ifadesiz, robot suratlı Zuckerberg'in notu sıfır.
Musk'ın da 10 değil tabii. Zira inanmak istediğimiz iyi niyetine rağmen özgürlükçü perspektifini hâlâ X'e tam olarak hâkim kılamadı. İsrail- Filistin savaşında Zuckerberg'le kıyaslanmayacak kadar doğru dursa da X'in algoritmasının hâlâ mayınlarla dolu olduğunu gördük. X'te Filistin yanlısı içeriklerde kısmi bir görüntü sınırlaması olduğu göze çarpıyor.
Musk'ın karne notu da 6; üzerindeki baskı da düşünülürse bilemedin 7.
***
EVET, FİLİSTİN-İSRAİL SAVAŞI
Batı Şeria'daki yerleşimler için "Mülteci kampı" ifadesinin kullanılmasına karşı çıkanlar olmuştu.
Ancak görüşlerini aldığım Filistinliler, "Bu bizim uluslararası hukuktaki haklarımızı ifade etmek için tercih ettiğimiz bir tanım" diyorlar.
Benzer itirazlar, Filistin-İsrail savaşı denilince de yükseliyor.
Ne var ki şahit olduğumuz vahşetin seviyesi ve güçlerin dengesizliği yaşananın iki devlet arasında geçtiği gerçeğini değiştirmiyor.
Kaldı ki, İsrail yönetimi de bunun Filistin-İsrail savaşı olmadığını söylüyor. Teröre karşı operasyon yapıyoruz diye. Böylece savaş hukukunun dışında kalmayı hedefliyor.
Konuyla ilgili gazeteci arkadaşların hassasiyetini, amaçlarını anlıyorum. Ancak bir de gerçek var tabii.
***
KİM DEMİŞ İŞE YARAMAZ DİYE
Bir aydır İsrail'in soykırımına kayıtsız kalan, hatta destek veren devletler çark ediyor.
ABD, siviller falan demeye başladı. Macron bile geçtiğimiz gün, "Bebekler, kadınlar, yaşlılar bombalanıp öldürülüyor. Bunun hiçbir gerekçesi ve meşruiyeti yoktur. Bu yüzden İsrail'i durmaya çağırıyoruz" demek zorunda kaldı.
Bu değişimin ilk sebebi, ne zaman kana doyup durursa dursun sonu hiç de hayırlı olmayan Netanyahu'nun hezimetine ortak olmamak.
Ne var ki Fransa ve tüm Avrupa sokaklarını günlerdir inleten Avrupalı dostlarımızın bizleri utandıran performansını da unutmamak lazım. "Sokağa çıkmakla ne olur ki" diyen karamsarlar yanıldı.
