G20 Parlamento Başkanları Zirvesi'ni izlemek için perşembeden beri Yeni Delhi'deyim.
Ev sahibi Hindistan, 4 milyar dolara yakın GSYİH'siyle dünyanın beşinci büyük ekonomisi. Ancak kişi başına düşen gelir sadece 2 bin 600 dolar.
Elbette 1.4 milyar nüfusa bakmak kolay değil. Ancak çeşitli olumsuzluklara rağmen bunca insanın hâlâ bir arada, düzen içerisinde yaşaması bile başlı başına büyük başarı.
Peki bu nasıl mümkün oluyor? Dünyanın en kalabalık ülkesinde gündelik hayat nasıl akıyor? Demokrasi ne âlemde?
Elbette birkaç günlük gözlemle bu sorulara doyurucu cevaplar vermek çok mümkün değil. Ama yine de yerinde birkaç fotoğraf çektim.
***
EPEYDİR BU KADAR GÜLEN İNSANI BİR ARADA GÖRMEMİŞTİM
Latin Amerika'dan Asya'ya dünyanın pek çok bölgesinde yoksulluğa şahit oldum. Ancak Yeni Delhi'deki gibi acı bir manzarayla karşılaştığımı hatırlamıyorum.
Şehrin turistik bölgeleri dışındaki alanlarda asgari yaşam koşullarından bile söz etmek mümkün değil. Başkentin çok da arkada olmayan sokaklarında bir ilkokulda karşılaştığım manzara ülkedeki standartları göstermesi açısından çarpıcı.
Hava kirliliği rahatsız edici boyutta.
Trafik korkunç ama akıyor. Korna sesleri hiç kesilmiyor. Buna rağmen ne bir kazaya ne de bir kavgaya rastladım.
Tüm bu keşmekeşin içerisinde garip bir dinginlik var. İnsanlar birbirini çiğnemiyor. Mütecaviz değiller. Kaldırımda, trafikte, lokantada izdiham yok. Hepsinden ilginci yüzleri gülüyor. Uzun zamandır bu kadar gülen insanı bir arada görmemiştim.
Sebebi çaresizlikten çok teslimiyet.
***
YEMEKLER GÜZEL, SOSYAL MEDYA EFSANELERİNE İNANMAYIN
Çin ve Hindistan'ın nüfusu aşağı yukarı aynı. Ancak Çin'de Hindistan'daki kadar derin bir hijyen problemi yok.
Evet haklısınız, Çin'de de demokrasi yok.
Yine sosyal medyada dönen "Hindistan'da aşırı hijyen sokak lezzetleri" geyiklerine bakmayın siz.
Tertertemiz lezzetli ürünler yapan pek çok yer var. Ve bizimkinin yanında pek şansı olmasa da acılı, baharatlı Hindistan mutfağı gayet güzel.
***
KADININ ADI YOK
Hindistan'da kast sistemi hâlâ işliyor. Başbakan Mudi de bu sınıftan ve onun döneminde sınıfsal ayrımcılığın yanı sıra dini ayrımcılık da güçlenmiş.
Ülke nüfusunun yüzde yirmisini oluşturan Müslümanlar ise iki kez ayrımcılığa uğruyor diyebiliriz. Devlette işe girmeleri, yükselmeleri çok zor. Dahası Hinduların çoğunlukta olduğu bölgelerde yaşıyorlarsa hayatları da tehlike altında.
Kadınlardansa hiç bahsetmeyelim. Canınızı sıkmak istemem ama konuştuğum bir Hindistanlının verdiği cevap her şeyi özetliyor:
"Hindistan'da kadın olmak istemezdim."
Allah yardımcıları olsun.
***
GANDİ'NİN TORUNLARI FİLİSTİN'E NE DİYOR?
Üçüncü günde alıştığım Hindistan'ın atmosferine iyice dalsam da elbette aklımın bir yarısı herkes gibi Filistin'deydi. Ve tabii ki mazlum halkların direnişinin sembolü olan Gandi'nin torunlarının Filistin meselesindeki tavrında...
Zira Hindistan yönetimi, Filistin-İsrail meselesine, Gandi'yle taban taban zıt şekilde Müslümanlık karşıtı perspektiften yaklaşıyor.
Bugünlerde ülkede unutturulmaya çalışılan Gandi'nin kemiklerinin sızladığına eminim.
Bu arada Gazze'deki katliam sürerken toplanan P20 Zirvesi'ne "Filistin şerhini" düşen tek ülkenin Türkiye olduğunu da hatırlatalım.
"Tek dünya, tek aile, tek gelecek" başlığıyla toplanan zirvede Türkiye'yi temsil eden TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un temaslarıyla devam edeceğiz.