Sevan Nişanyan'ın yüzlerce kişinin öldürüldüğü müzik festivaliyle ilgili yorumu "hakkaniyetli" bulunmuş. Aşağıdaki cümleler "Muhalif yazardan Filistin'e destek" başlığıyla her yerde haberdi:
"...Gidip o toplama kampının hemen karşısına, tellerin dışına barış için rock festivali yapmaya kalkmak, yüzsüzlüğün, alçaklığın ve namussuzluğun aşırı bir ucudur. Psikopat davranışıdır, bence her şeyi hak eder böyle bir şeye girişen..."
Sevan muhalif midir bilmem ama klişelerden, siyaseten doğruculuktan uzak duran, anlamaya çalışan, gerçeği arayan zeki bir entelektüel olduğunu biliyorum.
Ancak şimdi söyledikleri ne hakkaniyetli ne de Filistin'e destek anlamına geliyor.
Öncelikle "hakkaniyet" şöyle dursun, birilerinin duyarsız oldukları için ölümü hak ettiklerini söylemek "psikopatlığın" daniskasıdır.
Öyle ya, nedir bu karşılığında her şeyin hak edildiği duyarsızlığın sınırı? Kaç km'dir?
Bir festival, duyarsız kalınan sorunabölgeye ne kadar uzakta yapılmalıdır ki basılmaya müstahak olmasın?
Çocuklar kaç km açılmalılardı Gazze hapishanesinden?
Cehennemden farksız Suriye'nin kuzey sınırındaki Hatay'da müzik festivali yapmaya kalkmak ya da gündelik hayata devam etmek "yüzsüzlüğün, alçaklığın ve namussuzluğun aşırı olmayan bir ucu mudur" mesela?
Filistin'e destek meselesine gelince...
Batı basını festivalde katliam iddialarını Filistinlileri kriminalize etmek için kullanıyor. Gazzelilerden "hayvan" diye bahseden İsrail Savunma Bakanı'nı desteklemek için yayıyor.
Bu kaotik ortamda Filistinli militanlara, ancak DEAŞ'lı katillerin ya da sivilleri gözünü kırpmadan katleden İsrail savaş aygıtının işleyeceği suçları yakıştırmak kime destek olmaktır?
Devletlerin, hükümetin tavırları farklı olsa da dünya halklarının kalbinin Filistin'le atmasının sebebi, halkının mazlum olması, düşmanına benzememesidir.
Kitaplarından, yazılarından tanıdığım kadarıyla Nişanyan şu an ergenlik yaptığını düşünüyor olmalı.
***
NE KADAR UMURUNUZDA BİLMEM AMA...
O konser alanında ne olup bittiğine dair elimizdeki sınırlı verilerin tek kaynağı at izinin it izine karıştığı, propaganda savaşının sürdüğü sosyal medya.
Kanaatlerimiz çok olsa da aslında hiçbir şey bildiğimiz yok.
Acaba festivale katılan farklı ülkelerden gençler, Kassam militanlarının önüne dünya kamuoyunu sarsmak için mi atıldı? Yoksa havada mı karar verdiler, spontane bir tercih miydi? Ve daha bir sürü soru...
Tek bildiğim, öldürüldükleri yetmiyormuş gibi kimilerince suçlu da ilan edilen gençlerin dinledikleri elektronik müzikler, DJ'ler.
Biri saldırı sırasında İsrail'de olan ve Türkiye'ye sağ salim döndüklerini açıklayan Mahmut Orhan mesela.
Geçtiğimiz yıllarda, Colonel Bagshot'un savaşın bölgede yarattığı dehşeti anlattığı "Six Day War" şarkısını tüm dünyada "apolitik", "vur patlasın çal oynasın" gençlere sevdirmişti. Bununla ilgili bir yazı yazdığımı da hatırlıyorum.
Vaktiniz olunca açın bir dinleyin.
Eminim, kılıçlar çekilince, bombalar patlayınca unuttuğumuz şeyleri hatırlamanıza yardımcı olacaktır.
***
ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİ UYUMA!
Rusya'nın Ukrayna Savaşı'nda yerleşim yerlerine, binalara isabet eden bombaları haber oluyor.
Olacak tabii de...
Putin ve Rusya yönetimi bu vakalardan savaş kazası diye bahsettiği hâlde kınanırken, İsrail Başbakanı Netanyahu'nun sivil yerleşimleri bilerek ve şevkle vurduklarını itiraf ettiği tweet'leri sorun bile olmuyor.
Dahası bu devlet terörü, Ukrayna'da siviller için dertlenen mankenlerden, oyunculardan destek de alıyor.
Putin'in peşine düşen Uluslararası Ceza Mahkemesi uyuma!
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz