Cumartesi günü Hamas'ın İsrail topraklarına başlattığı dev saldırı için bugüne kadarki en büyük saldırı deniliyor.
En ince ayrıntılarına kadar hesaplanmış bir plan olduğu açık. Paramotor gibi yeni araçların kullanıldığı saldırılar İsrail savunmasını deldi geçti.
Biden'a göre "Holokost'tan bu yana Yahudiler için en ölümcül gün."
Ancak bugün gelinen aşamaya bakınca saldırının hedefine dair kafamdaki soru işaretlerinin güçlendiğini söylemeliyim.
Zira Hamas bu taarruz karşısında İsrail'in çok ağır cevap vereceğini, Gazze'yi dümdüz edeceğini öngörememiş olamaz değil mi?
İsrail'in felç olup harekete geçemeyeceğini mi düşündüler yoksa? Neye dayanarak?
Zaten savaş uçaklarına karşı ellerinden ne gelsin; ama çekilecekleri Gazze'de güçlü bir direniş hazırlayamadıkları da ortada.
Şehrin, normal zamanlarda da kısıtlı verilen elektriği, suyu artık tamamen kesilmiş durumda. Yiyecek sıkıntısı var. Altyapı tahrip edilmiş hâlde. Evlerinde çoluk çocuk mahsur kalan yüz binlerce insan korkuyla başlarına düşecek bombayı bekliyor. Yüz binlerce Filistinlinin Mısır'a gönderileceği, kentin boşaltılacağı söyleniyor.
"Ama"sız Filistin halkının yanında olmamız, bu soruları görmezden gelmemizi mi gerektiriyor?
Biliyorum, kimileri yine "Şimdi bu tartışmanın zamanı değil" diyecek.
Doğru zaman ne zamandır mesela?
Yılladır olduğu gibi iş işten geçtikten, İsrail kazanıp Filistin halkı daha da sıkıntı içine düştükten sonra mı?
***
MOSSAD MUAMMASI
Hürriyet'in Washington Temsilciliği'ne atanan son dönemin en başarılı diplomasi muhabiri Yunus Paksoy'un geçtiği haber, Mossad tartışmalarında kafaları daha da karıştırdı:
"ABD istihbaratından gizli brifing alan Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Michael McCaul, 'ABD istihbaratı bu saldırıyı nasıl kaçırmış emin değilim. İsrail istihbaratı nasıl kaçırdı ondan da emin değilim. Mısır'ın, İsraillileri üç gün öncesinde böyle bir olayın olabileceği konusunda uyardığını biliyoruz' dedi."
Acaba "Mossad kâğıttan kaplan mı?" tartışmalarını "güvenlik zafiyeti" diye geçiştirmek için mi bu kadar açık özeleştiri yapıyorlar?
***
FİLİSTİNLİLER TOPRAKLARINI SATTILAR MI?
Ne zaman İsrail, Filistinlilere saldırsa ceplerinde gezdirdikleri temcit pilavını masaya sürüveriyorlar:
"Filistinliler de topraklarını Yahudilere satmasalardı..."
İsrail Savunma Bakanı'nın Gazze'de "Hayvanları öldürüyoruz" diyecek kadar çirkinleştiği şu günlerde de memleketin "âlimleri" yine aynı tespiti satmakla meşgul.
Bir halkın bağımsızlık ve insanca yaşama talebini, mücadelesini değersizleştirmekten başka hiçbir işlevi olmayan iddialara gelince...
İki dünya savaşı arasında bazı Filistinlilerin evini, arazisini sattıkları kişiler arasında Yahudilerin olması gayet normaldir. Bu oranın çok çok düşük olduğuna dair pek çok yayınlanmış çalışma da mevcut.
Filistin halkı "Holokost" konulu İkinci Dünya Savaşı sonrası topraklarından oldu. BM 1947'de Filistin topraklarının bölüşülmesine karar verince başlayan İsrail-Arap Savaşı'nda başarı elde edemeyince yaşadıkları bölgelerden sürüldüler.
Geçtiğimiz gün de kullandığım yukarıdaki harita, İsrail'in ur gibi yayılışının noter satışıyla değil, araya kan girdikten sonra başlayan çatışmalarla olduğunun en net kanıtı.
Ayrıca, her şey bir yana...
İsrail uçaklarının bombalamasında ölen Filistinli bir bebeği görünce aklınıza bebeğin dedesinin dedesinin verdiği "yanlış" karar falan geliyorsa ya ruh hastasısınız ya da gerçek bir kötü.
Zira bu savunma, zamanlaması itibarıyla olsa olsa Gazze'de bebeklerin başına bomba atma emrini vicdanına kabul ettiren pilota ait olabilir.
Değilsiniz ya!
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz