İsrailliler cennete gitmek için çalışmaya ara verdikleri, elektronik alet kullanmadıkları Şabat gününün sabahında adeta cehenneme uyandılar. Aslında 50 yıl öncesine uyandılar desek daha anlaşılır olur.
Zira 6 Ekim 1973'te Mısır'ın İsrail'e karşı başlattığı Yom Kippur Savaşı'nın 50. yıldönümünden saatler sonra Hamas topyekûn saldırıya geçti.
Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları'nın "Aksa Tufanı" ismini verdiği saldırılar, İsrail tarafına 20 dakikada 5 bin roket fırlatılmasıyla başladı. İnternette İsrail şehirlerinde ve kırsalında kamyonetlerle dolaşan silahlı kişilerin asker, sivil bazı İsraillileri rehin aldıklarına dair görüntüler dolaşıyor.
Ulusal olağanüstü hal ilan edilen İsrail'de yedek askerler göreve çağrıldı. Kızıl Davut Yıldızı yardım örgütü, saldırılar sürerken yaptığı açıklamada 40 İsrail vatandaşının öldüğünü, 70 de yaralı olduğunu kaydetti.
Birkaç hafta önce BM kürsüsünden Ortadoğu haritasını göstererek "Arap barışından" bahseden Başbakan Netanyahu ise sokakta çektiği videoda "Savaştayız" diyordu.
Gözlerin çevrildiği İran ya da saldırının olası sponsorlarının, İsrail'e ve Arap devletlerine mesajlarını etkili şekilde duyurduklarına şüphe yok. Netanyahu'nun bu olayı içerideki muhalefeti ezip yeniden savaş konseptine geçmek için tepe tepe kullanacağı, Sezar'lığını ilan edeceği de.
Tıpkı İsrail'in büyük kazanımlar elde ettiği Yom Kippur Savaşı'ndan sonra olduğu gibi.
Bu arada İsrail'in karşı saldırılarında ölen Filistinlerinin sayısının şimdiden 198'e ulaştığı açıklandı.
***
MOSSAD ŞEHİR EFSANESİ Mİ?
Herkesin hatırlattığı 1973 savaşında, Mısır ve Suriye'de bulunan Sovyet askeri görevlilerinin ve ailelerinin havayoluyla tahliyesinden şüphelenerek ordusunu saldırılar başlamadan alarma geçiren İsrail bu kez nasıl gafil avlandı?
Öyle ya tek bir eylemden bahsetmiyoruz. Son yılların en kapsamlı saldırısı bu. Kalabalık bir ekibin katıldığı, pek çok noktadan eşzamanlı sızmaların gerçekleştirildiği ve uzun zamandır planlandığı açık olan bir harekât. İsrail'in, üstelik özel bir güne denk getirilen operasyondan bu denli habersiz olması normal mi?
İsrail medyası bu yakıcı soruları "Mossad şehir efsanesi mi?" diyerek tartışıyor.
Bence değil. Karabağ'dan Suriye'nin kuzeyine kadar kıpırdayan yapraktan haberdar olan Mossad'ın, dış bağlantısı da olan bu dev saldırıyla ilgili duyum bile almaması neredeyse imkânsız.
***
VAHŞET GÖRÜNTÜLERİ
Saldırıların ilk dakikasından itibaren sosyal medyada yayılan görüntüler bir propaganda mekanizmasının devrede olduğunu gösteriyor.
İsrailli sivillere, kadınlara, hatta ölülere kötü muamele yapıldığına dair korkunç görüntüler kimilerinden alkış alsa da yalnızca Batı kamuoyunda değil Müslüman ülkelerde bile tepki yaratacak cinsten.
Tiktok gibi sosyal medya platformlarındaki propagandaya alet olmamak için nerede, ne zaman, kim tarafından kayda alındığı meçhul videolara karşı dikkatli olmalıyız.
***
PESTİSİT Mİ DAHA ZARARLI YOKSA İŞÇİNİN KİRİ Mİ?
İki gündür internet sitelerinin "ortak özel haberi", depodaki kayısıların üzerinde kimi çıplak ayaklarıyla kimi ayakkabılarla çalışan işçilerdi.
Birkaç yerde ise AB'de yasaklanan pestisitin Türk tarımında kullanım rekoru kırdığına dair haberler vardı.
Hangisi insan sağlığına daha zararlı, kamu sağlığı için daha büyük tehdit? İşçinin kiri mi, kimyasal bir zehir mi?
Anında ismiyle afişe edilen ve ceza kesilen işçilerin üstüne bastıkları kayısılardan numune alıp incelesek sonuç ne çıkar dersiniz?
AB ülkelerine ihraç edebilir miyiz o kayısıları mesela?