Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Şahancım Keremcim...

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Sinemacı Şahan Gökbakar'la, Kızılay Başkanı Kerem Kınık arasındaki çadır satışı tartışması twitter üzerinden devam ediyor.
Hem bizleri bıktırdılar, hem yüz göz oldular.
Kınık son olarak sinemacıya şöyle seslenmiş:
"Şahancım ne güzel biz deprem bölgesinde sen Marmaris'te birbirimize bulaşmadan yaşamaya başlamıştık. Ama bu müfteri ifaden beni cevaba mecbur etti... Bu arada davetimiz baki gel depremzedelerimize birlikte hizmet edelim. Hem devletimiz ve..."
Şahan'a bir şey diyemeyiz... İlgi müptelası olmak bir yaygın bir şöhret hastalığı. Belki de yalnızca canı fazla sıkılıyordur. Kendisini ilgilendirir.



Ama konuyla ilgili onlarca açıklamanın ardından son olarak "Atatürk de Kızılay çadırı satmıştı" seviyesine geçen Kınık'a temsil ettiği makam açısından yakışan ciddi olmaktır.
Görmüyor musunuz, Şahan sizi yakalamış 6 Şubat'tan beri her gün aynı soruyu soruyor? Sizse her defasında farklı cevaplar veriyorsunuz.
Yaptığınız işin arkasındaysanız bu cevap telaşı ne? Neyi uzatıyorsunuz? Size "operasyon" çektiğini düşündüğünüz birine neden şirinlik yapıyorsunuz?
Siz de kendilerine, seçmenlerine hakaret eden youtuberların programlarına koşa koşa giden "Ak Parti kurmayları" gibi, beyaz sandıklarınızla samimi olabileceğinizi mi düşünüyorsunuz?

***

PEKİ, YASİN BÖRÜ KATLEDİLDİĞİNDE ET FİYATLARI NE KADARDI DEMİRTAŞ?

Normalde hapishanedeki birine doğrudan seslenilmez. Çünkü cevap veremez.
Ne var ki şimdi içim rahat. Burada yazacaklarımı kendisi dışarıdayken yaptığı bir basın toplantısında yüz yüzeyken de tekrarlamıştım.
Ayrıca biliyorsunuz hapis, muhatabımın iletişim başta olmak üzere hiçbir hakkını kısıtlamıyor. Hatta benden çok sosyal medyada takılıyor. Hep online.
Demirtaş dün de et fiyatlarının arttığından yakınıp "Erdoğan kaybederse her şey çok kötü olur" diyenler var ya. Allah aşkına, daha ne kadar kötü olabilir?" diye soruyordu. Kendisini tanımayan gençlere, derdi et almak olan dar gelirlinin derdiyle dertlenen "siyasetçi numarası" yapıyor. Evet, numara.



Zira şimdi et üzerinden "Allah aşkına daha ne kadar kötü olabilir ki" diye soran tüketicin dostu Demirtaş siyasetçi olsa, kendisini sorunlarını parlamentoya taşısın diye seçen Kürtlere sokağı adres göstermezdi...
Yasin Börü'yü bir akşam üstü Diyarbakır'ın yoksul mahallerinde evlere Kurban eti dağıtırken öldürenleri sokağa çağırmazdı mesela.
Haklısınız konumuz et'ti.
Demirtaş bir ara, o cinnet günlerindeki et fiyatlarını yayınlasın da gençler enflasyonun sebeplerine dair ezberlerin dışına çıkabilsinler...
Geleceklerine, refahımıza ayrılması gereken bütçenin, Türkiye'yi terör sopasıyla terbiye etmeye çalışan ABD'nin uşaklarıyla mücadeleye gittiğini de görsünler. Yeşil'liğin fiyatına sonra değiniriz.

***

"FESLİ" DEDİĞİNİZ MISIROĞLU'NUN HER DEDİĞİ ÇIKIYOR, ONU NE YAPACAĞIZ?

Şu kareye bakınca aklıma gelen sizin de düşündüğünüz gibi...
Erdoğan bir kısım ahaliyi yıllardır "Bu Ramazan kesin Şeriat gelecek" diye korkutan kim varsa "mücahit" yaptı. İmam Hatipli Ahmet Hakan bile "Fesli" diyor ama Rahmetli Kadir Mısıroğlu'nun her dediği çıkıyor.



Yalnızca, Mısıroğlu'nun FETÖ'yü herkesten önce en sert şekilde ifşa etmesinden bahsetmiyorum...
"Gün gelecek bunların hepsi biz daha çok Müslümanınız diye sizden oy isteyecekler" dediğini hatırlıyorum. Bugünlerde bol bol dua ederken poz paylaşanlar, arada farkında olmadan seccadenin üstüne ayakkabıyla falan çıkıyorlar ama olsun... Neyse ki "Gerçek İslam'da seccadenin sadece bir halı olduğu" türünden fetvaları veren Nevşin Mengü gibi din kardeşleri var.

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA