Dr. Ender Saraç, pandeminin önde gidenlerindendi.
Cem Yılmaz, Haluk Levent, Şahan gibi ünlülerle birlikte aşı gönüllüsüydü.
Ekranlardan "Aşı olmayı reddeden 50 yaşındaki birkaç arkadaşım öldüler. Beyaz kefenleri içinde kafatası kemiklerini hissederek ellerimle toprağa verdim. Aşı olsaydı ölmezdi" diye sansürsüz ve otopsisiz dramatik hikâyeler anlatıyordu. Korkutuyordu.
Pandemide, aşılarla ilgili şüpheleri dile getirince ya da alınan kapanma tedbirlerinin işlevini sorgulayınca "Pardon doktor musunuz?" diye sorulan, küçümsenen bizim gibi "cahillerden" değildi. "Ukalalık" etmiyordu. "Bilimsel" konuşuyordu yani.
Saraç medyada hekimliğe devam ediyor. Pandemide insanları "Hastanede elimize düşmeyin" diye tehdit ederek kazandığı şöhretini siyasete tahvil eden meslektaşı Bengi Başer gibi CHP'den milletvekili aday olmak için çırpınmıyor. Onun çırpınışının sebebi belli ki başka.
Saraç'ın Hakan Ural'ın programında bu kez de aşı olduktan sonra ölen genç insanlardan, aşı sonrası ortaya çıkan "turbo kanser" vakalarından bahsetmesi boşuna değil.
Baksanıza Almanya mRNA mağdurlarına "aşı hasarı tazminatı" ödemeye başladı bile.
BioNTech'in CEO'su Uğur Şahin de eşiyle birlikte şirketini, sermayesini, peki tamam bilimsel çalışmalarını Almanya'dan Londra'ya taşıyor. Ne var ki İngiltere de mRNA aşılarını durdurdu.
Çember daralıyor.
Daha kimler kimler bir tur günah çıkartacak...
Bu arada sadece meraktan soruyorum Ender Hocam, siz mRNA aşısı mı oldunuz, inaktif aşılardan mı? Yoksa "fark etmez mi?"
Uğur Şahin ve eşi "şirket prosedürlerinden ötürü, sırf ayrıcalık olmasın diye" ürettikleri aşılardan olmamışlardı diye hatırlıyorum da... Belki sizin de özel bir durumunuz vardır diye soruyorum.
***
YAVUZ BEY, MİDESİ BULANAN İYİ PARTİ TABANININ GAZINI ALDI
Yavuz Ağıralioğlu, Meral Akşener'in kendisine pusu kurulan masadan kalkarken söyleyemediklerini, "içine attıklarını" söyledi sanki:
"Cumhurbaşkanlığı masasını bölücülüğe pazarlık masasına çevirdiniz. Meral Akşener'in kaybetme endişesine küfrediyorsanız, siz iktidara gelince ne yapacağı belli olmayan bir güce dönüşüyorsunuz."
Bu sözleri sarf edene ne yapmak düşer?
Bir saniye bile beklemeden basın açıklaması sonunda istifa etmek, kalkıp gitmek tabii ki.
Kendi gitmese de "PKK'nın yasal partisiyle pazarlık ediyorsunuz" dediği CHP'nin ve masanın diğer sakinlerinin kendisini uğurlaması beklenir değil mi?
Öyle ya aynı sözleri bir MHP milletvekilinin Cumhur İttifakı için söylediğini düşünün...
Ne var ki CHP'liler "oralı bile" değil. Olan da "olsun" diyor.
Evet, Yavuz Bey de "Sen bana bırak abla" diyerek dili olduğu Akşener gibi kolpa çekiyor.
HDP'nin masaya oturmasıyla midesi bulunan milliyetçi seçmene, yıkılmadık, teslim olmadık, ayaktayız diyor.
Alan razı, satan razı görünüyor.
Bakalım sırtını tapışlayarak seçmeni 14 Mayıs sonrası koalisyon kavgasına oy vermeye ikna edebilecekler mi?
***
ELON MUSK, TWİTTER'I HABERTÜRK'E ÇEVİRDİN
Dün Twitter, Türkiye siyasetinin birinci konusu olan Yavuz Ağıralioğlu olayını "gündemden", TT listesinden kaldırdı.
Bu skandal, Twitter'ın 14 Mayıs seçimlerine müdahalesinin en net fotoğrafıdır.
Ne diyelim sana Elon Musk?
Ne umutlarla geldin, günün sonunda koskoca Twitter'ı, 6'lı Masa'yı dizayn ediyoruz diye övünen, Ağıralioğlu'nun konuşmasını canlı girmeye çekinen İyi Parti'nin Habertürk'üne çevirdin.