Adam çıkıp açık açık "Erdoğan karşıtı muhalefeti destekleyeceğiz" demedi mi?
Adam dediysem aklınıza geçen seçimlerde kendisine 21 puan fark atan Erdoğan için "Adam kazandı" diyen ve bu yüzden hâlâ linç edilen Muharrem İnce gelmesin.
Bahsettiğim ABD Başkanı Biden...
Washington'u silah, finans, medya, yazılım ve ilaç kartellerinin işgalinden kurtarma sözü veren Trump'ın döneminde krize giren ABD'nin "gerçek sahiplerinin" kuklası.
Biden, Trump gibi bir karakter değil. Paranın bugünkü sahiplerinin, savaş çıkarmayan yegâne ABD Başkanı olarak kayıtlara geçen Trump'ın karşısına apar topar çıkardıkları düşük profilli, yönetilebilir bir temsilci.
Bildiğiniz üzere Kamala Harris'in başını çektiği "başkan yardımcıları" tarafından her kararı onaylanıyor. Hatta bazen canlı konuşurken sözleri düzeltiliyor... Mecburen, çünkü kırdığı potlar Kılıçdaroğlu ile yarışır. O da tek cümleyi bile kâğıttan okumadan söyleyemiyor.
İşsizliği diplere indiren, pandemiye rağmen ekonomiyi atağa kaldıran Trump'tan aldığı ülkeyi 4 yılda ne hâle getirmesi de kimseyi şaşırtmıyor haliyle.
ABD'deki iktidar koalisyonunun, 2024 seçimlerine bir yıl kala bankaların battığı bir ortamda sarıldığı ip de hep olduğu gibi savaş. Çarklar dönmeli, çorba kaynamalı. Cephe Ukrayna. Ne var ki tıkandı.
Putin ambargoyu başlarına çaldı. Seçime kadar Rusya karşısında acilen bir başarı hikâyesine ihtiyaçları var.
Boğazları kontrolünde tutan Türkiye'de Rusya'yı güneyden sıkıştıracak, Doğu Akdeniz çökme harekâtına soluk aldıracak, Suriye'de Kılıçdaroğlu'nun "Bize mi saldıracaklar" dediği PKK-YPG devletinin kuruluşunu hızlandıracak bir cephe açılabilse mesela...
Ne var ki, ABD'nin komşumuz Rusya'ya uyguladığı ambargoya Türkiye'nin dahil olması gerektiğini söyleyen Akşener ve türevlerinin aksine, Erdoğan'ı iktidar uğruna böyle bir maceraya ikna edemezler.
Erdoğan'ın safı belli. 15 Temmuz'a rağmen tasfiye olmayan, kabuk değiştiren, sureti haktan görünen Amerikancıları da hepimizden iyi biliyor.
Türkiye'nin bu krizdeki BM'nin bile alkışlamak zorunda kaldığı eşsiz denge politikasını kırma hedefine askeri güçle ulaşamayacakları da ortada. CIA ajanlarından kurtulunca enerjisini bulan, asli vazifesine dönen TSK, muhalefetin Meclis'te "Ne gereği var" diyerek ret oyu verdiği sınır ötesi operasyonlarda Türkiye'nin ulusal çıkarlarına hizmet ediyor.
Evet, ABD'deki, artık 6'lı mıdır 7'li midir bilmem, koalisyon olur sanıyor ama bu iş seçimle de olmaz.
Her siyasi görüşü, partisi fark etmez, yurtsever çoğunluk, sandıkta Türkiye'nin Ukrayna gibi kullanışlı bir piyon haline getirilmesi projesine evet demez.
Türkiye, Ukrayna'ya benzemez.
***
EŞEKTEN DÜŞEN CAN ATAKLI'DAN MUHARREM İNCE'YE CACIK TAVSİYELERİ
Kendisini eleştirsem de kimsenin adamı olmadığını düşündüğüm Muharrem İnce'yi de diğerleri gibi, arzu ettikleri şekilde terbiye edebilecekler mi göreceğiz?
Can Ataklı da dün yayınladığı bir videoyla koroya katılmış, "Bir cacık olamaz" diye sert bir üslupla Muharrem İnce'ye ayar veriyordu.
Belli ki o da "7-8 cumhurbaşkanı yardımcısıyla bu iş yürümez" diyen İnce'ye çok sinirlenmiş.
E okuduklarımıza göre bugünlerde, Kemal Bey'in bir bir yediği Yavaş'tan, İmamoğlu'ndan, Akşener'den kopup gelen seçmenin desteğiyle duygusallaşan İnce de gergin.
Ataklı'ya sinirlenip tavsiyelerini tümden reddetmemeli. Dediklerini yapmasa da damdan düşene bir kulak vermeli.
Zira konuşan gazeteci, 2014'de Twitter'da hıza artan takipçileri gerçek sanıp siyasete soyunmuş, aday bile olmuş ancak 1253 oy almıştı.