Meral Akşener krizinin ötelenmesinin ardından Muharrem İnce'ye kayan bir kısım seçmeni geri getirmeye, yaralarını sarmaya çalışan 6'lı Masa yeniden bir depremle sallanıyor.
Bu seferkinin ne kadar yıkıcı olduğunu birkaç gün içinde daha net göreceğiz ama artçı bir sarsıntıdan bahsetmiyorum.
Bu depremin fay hattı milletvekilliği pazarlığı.
Akşener'in devam ettiremediği resti masadaki "bindelik" partileri kıymete bindirince, Kılıçdaroğlu kesenin ağzını açmıştı. Oyları bir milletvekili bile çıkarmaya yetmeyecek üç partiye 54 milletvekili vaat edildi. Gelecek Partisi ve DEVA Partisi'ne 20 vekil, Saadet Partisi'ne 10 vekil, Demokrat Parti'ye ise 4 vekil.
Her partiye birer bakanlık da bonusu.
Üstelik CHP'nin cebinden. Öyle ya oyu yüzde 10 civarında olan İyi Parti'nin, bu kabarık hesabın ittifakın kasasından ödenmesine razı olması mümkün değil.
Peki daha önce "Erdoğan gitsin" diye PKK'nın yasal kanadı HDP'ye oy veren seçmen, bu kez de oylarıyla üç tane "ılımlı İslamcı"ya onca vekillik armağan eder mi? Eder. Yüreğine taş basar yine eder.
Ama iktidar için tavizin bu kadarı CHP örgütüne ağır geldi.
Normaldir. Muhalefet yandaşı anketlere göre bile CHP'nin çıkartabileceği milletvekili sayısı 100 küsur. Hadi 150 olsun.
CHP siyasetine ömrünü vermiş isimler bile listelerde yer almak için birbirini ezerken, alınmamış ganimetin üçte birinin başka partilere bonkörce dağıtılmasını sindirmek zor.
CHP'li Aytuğ Atıcı'nın, Sözcü TV'de 6'lı Masa'nın "daha milletin kantarına çıkmamış sağ partilerin aç gözlülüğüne" isyan etmesi bu tepkinin ifadesi.
İşte masadaki dört sağ partinin ittifak içinde bir ittifak oluşturma ve ortak listeyle seçime giderek yüzde 7 barajını aşma projeleri de Kemal Bey'in sözünden çark etme olasılığına karşı bir formül, bir koz.
Ne var ki Akşener depreminde olduğu gibi muhtemelen bu depremin kazananı da Kılıçdaroğlu olacak. Zira Akşener'le birlikte İmamoğlu ve Yavaş'ı da yiyen Kemal Bey, Babacan'ı da, Davutoğlu'nu da, Karamollaoğlu'nu da, Uysal'ı da tabeladan ibaret partilerin lideri pozisyonuna düşürdü. Sokağa çıkamaz hale getirdi.
***
KURT SİYASETÇİ!
Kemal Kılıçdaroğlu dünkü konuşmasında "Hani diyor ya.. şair galiba.." diyerek Necip Fazıl Kısakürek'e bir gönderme yaptı. Elinde tuttuğu buruşuk kâğıda bakarak bir dize okudu:
"Bu taksimi kurt yapmaz kurtlara şah olsa."
Evet şair olduğuna şüphe olmayan Kısakürek'in Destan isimli şiirinde kurtlar, şahlar geçiyor ama bir de kuzular var. Ki bütün mesele de o.
Doğrusu da şöyle:
"Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa."
Kemal Bey tamam kurt siyasetçisiniz ama cesaretin taklidi olmaz derler. Aynısı samimiyet için de geçerlidir.
Şiirinden altı üstü bir dizeyi bile okuyamadığınız Necip Fazıl'a değer veren seçmenlerin gönlünü numara yaparak alabileceğinizi mi sanıyorsunuz? Hem de Erdoğan'a karşı!
Ciddi olamazsınız.