Yine ucu açık, zor bir seçimin arifesindeyiz.
7 Haziran 2015 seçimlerine giderken yaşanılan sürecin tekrarlanmaya çalışıldığına dair ciddi emareler var.
Bu kez koalisyon seçimlerden önce oluşturuldu bile. 2015'te Davutoğlu ve Kılıçdaroğlu birleşip hükümet kursunlar diye işbirliği yapan ittifakın tüm unsurları yan yana.
Medyasız olmaz tabii ki. Seçim öncesi kanalların pıtrak gibi çoğaldığı o cephede de pozisyonlar netleşiyor.
O günlerde olduğu gibi yine tarafını ilk açık eden Ciner Medya Grubu oldu.
Tele 1, Sözcü TV, KRT ve Halk TV gibi tematik CHP kanalları bile hiziplerle boğuşup yekpare bir tavır alamazken Habertürk, Show TV, Altılı Masa'nın bayrağını göndere çekti.
Masada yaşanan deprem ve artçı sarsıntılar boyunca içine düştükleri telaşı, eğlence kanallarının bile magazine ara verip nasıl cepheye koştuğunu canlı canlı izledik.
Bereket, masayı adeta Habertürk ekranlarında tekrar kurdular da neşeleri yerine geldi. En asık suratlı ekran yüzleri bile bayram havasında. Heyecandan, röportajlarda herkesin kafasındaki soruları sormayı bile unutuveriyorlar. "Yandaşlığın" dibine vuruyorlar...
Rakipleri de yok... Ekranda Demirtaş'a sanat kişiliğini göstermesi için saz çaldıran dönemin CNN Türk'ü neyse şimdi Habertürk de o. 2020'de aldıkları "HDP haberi girmeyeceğiz" kararını rafa kaldırıp HDP Eş Genel Başkanı'nı yayına almaları dikkat çekici. Üstelik de "Mithat Hoca" şeklindeki samimi jestlerle...
Evet, geçen sefer eşeğe oynadıkları için beşinci ayakta yatmış, hevesleri kursaklarında kalmıştı.
Bu kez işi çok sıkı tutuyorlar.
Kime sorsam "Turgay Bey'in haberi bile yok, bu işlerle ilgilenmez" diyor. Grubun 6'lı Masa'ya bu kadar açıktan yanlamasının Kenan Tekdağ'ın operasyonu olduğunu söylüyor.
Ama neticede sermayesi yurtdışında olan bir yayın grubu. Ciner servetini İngiltere'ye akıtmış bir işadamı. Yani bayağı bayağı "yabancı bir yayın kuruluşu"ndan bahsediyoruz.
İllaki işlerini emanet ettiği yöneticisine gelen tüyonun, Londra'nın sahiplerinin bu seçimlerde kulaklara fısıldadıklarıyla aynı olması Ciner'in gözünden kaçmamıştır.
Öyle ya, kendi kanallarını izlemiyorsa da kumar masasındaki tercihini dünyaya ilan eden "memleketinin ajansı Reuters"a falan da mı denk gelmiyor?
***
DEVRİM YAPMADAN EVLATLARINI YEMEYE BAŞLADILAR
Sözcü yazarı Yılmaz Özdil'i, "Meral Akşener masayı terk etti diyenler, akçeli gazetecilerdir" sözleri üzerine kurucusu olduğu Sözcü TV'nin kapısına koymuşlardı.
Özdil dün de "Sözcü gazetesinde buraya kadar..." diyerek gazeteyle de ilişiğinin kalmadığını açıkladı.
Sözcü deyince akla gelen ilk isimdir Yılmaz Özdil...
Gazetenin kitlesi, ilkokul seviyesindeki biyografi kitaplarına binlerce lira verip alacak kadar Özdil'e bayılır. Onun için ölür biter.
Düşünün onu bile birkaç gündür azıcık eleştiri yaptı diye bir çırpıda yiyiverdiler.
Tıpkı "Meral Annemiz" dedikleri Akşener'in üzerine sinir krizi geçirtecek kadar çullandıkları, Atatürk'e benzettikleri İmamoğlu'nu geziye CHP'li gazeteciler dışında misafir aldı diye bir gecede gömdükleri gibi...
Evlatlarını yemek için bile, hayalini gördükleri devrimi beklemeye tahammülü olmayanların intikam hırsı bakalım başlarına ne işler açacak?
***
HDP BU KEZ MUTFAKTA YEMEMEYE KARARLI
Akşener, "CHP, HDP ile dışarıda görüşebilir, biz karışmayız" dedi ama nafile...
HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar, "Görüşmemiz CHP-HDP diyaloğu olamayacak, muhatabımız Millet İttifakı'nın ortak cumhurbaşkanı adayı" diyor.
6'lı Masa'yı eline düşüren HDP artık mutfakta yememeye kararlı. Bu saatten sonra masaya bir tabure atmak falan da kurtarmaz. 7. sandalye şart.